English    Türkçe    فارسی   

4
3790-3799

  • آفتاب از ذره کی مدهوش شد ** شمع از پروانه کی بیهوش شد 3790
  • Hiç güneş zerreden kendini kaybeder mi? Hiç ışık pervaneye bakıp da kendinden geçer mi?
  • جسم احمد را تعلق بد بدآن ** این تغیر آن تن باشد بدان
  • Hazreti Ahmet'in bedeninin o yüce ruhla alâkası vardı... bu değişme, bil ki bedene ait bir haldir.
  • هم‌چو رنجوری و هم‌چون خواب و درد ** جان ازین اوصاف باشد پاک و فرد
  • Hastalık gibi, uyku ve ağrı gibi... can bu sıfatlardan arıdır.
  • خود نتانم ور بگويم وصف جان ** زلزله افتد در اين كون و مكان
  • Anlatamam... yoksa canın vasfına bir girişsem bu dünyaya da deprenti düşer, oluş âlemine de!
  • روبهش گر یک دمی آشفته بود ** شیر جان مانا که آن دم خفته بود
  • Onun tilkisi bir an perişan olduysa can aslanı o anda uykuda olmalı herhalde.
  • خفته بود آن شیر کز خوابست پاک ** اینت شیر نرمسار سهمناک 3795
  • Uykudan münezzeh olan o aslan uykudaydı. İşte sana hem yumuşak ve hilm, hem de korkunç ve heybetli bir aslan!
  • خفته سازد شیر خود را آنچنان ** که تمامش مرده دانند این سگان
  • Aslan kendini öylece uyur gösterir... bütün bu köpekler de sahiden uyuyor, hatta ölmüş sanırlar!
  • ورنه در عالم کرا زهره بدی ** که ربودی از ضعیفی تربدی
  • Yoksa âlemde kimin ne kudreti olurdu ki bir zayıftan en ehemmiyetsiz şeyi bile çalıp çırpsın!
  • کف احمد زان نظر مخدوش گشت ** بحر او از مهر کف پرجوش گشت
  • Cebrail'e baktı da Hazreti Ahmet'in ancak köpüğü yaralandı... denizi köpük sevgisiyle coştu, köpürdü.
  • مه همه کفست معطی نورپاش ** ماه را گر کف نباشد گو مباش
  • Ay, baştan başa eldir, avuçtur, vericidir, nurlar saçar. Ayın eli, avucu yoksa ne zararı var ki? Varsın olmasın!