English    Türkçe    فارسی   

5
1483-1492

  • در محل دخل اگر خرجی کنی  ** درگه سودست سودی بر زنی 
  • Gelir zamanında harcedersen bu harcetmen, kar kazancıdır, kar edersin.
  • ترک اغلب دخل را در کشت‌زار  ** باز کارد که ویست اصل ثمار 
  • Köylünün çoğu tarlasından elde ettiği tohumu yine eker.
  • بیشتر کارد خورد زان اندکی  ** که ندارد در بروییدن شکی  1485
  • Yediğinden fazlasını yine tohumluk yapar. Çünkü tekrar mahsul elde edeceğinden şüphe etmez.
  • زان بیفشاند به کشتن ترک دست  ** که آن غله‌ش هم زان زمین حاصل شدست 
  • Tohumu, o yerden elde ettiği için yine o yere saçmaktan çekinmez.
  • کفشگر هم آنچ افزاید ز نان  ** می‌خرد چرم و ادیم و سختیان 
  • Kunduracı da ekmeğinden arttırdığı parayla gön ve sahtiyan satın alır.
  • که اصول دخلم اینها بوده‌اند  ** هم ازینها می‌گشاید رزق بند 
  • Elime ne geçiyorsa bunlardan geçiyor. Kapalı rızkım bunlarla açılıyor der.
  • دخل از آنجا آمدستش لاجرم  ** هم در آنجا می‌کند داد و کرم 
  • Eline geçen para o yüzden geçtiğinden parasını ona sarf eder.
  • این زمین و سختیان پرده‌ست و بس  ** اصل روزی از خدا دان هر نفس  1490
  • Fakat bu yer ve deri, ancak perdedir. Asıl rızkı, her an Tanrıdan bil.
  • چون بکاری در زمین اصل کار  ** تا بروید هر یکی را صد هزار 
  • Elde ettiğin karı, elde ettiğin yere ekersen birine karşılık yüz bin elde edersin.
  • گیرم اکنون تخم را گر کاشتی  ** در زمینی که سبب پنداشتی 
  • Tutalım şimdi sebep sandığın yere tohumu ektin.