English    Türkçe    فارسی   

5
1486-1495

  • زان بیفشاند به کشتن ترک دست  ** که آن غله‌ش هم زان زمین حاصل شدست 
  • Tohumu, o yerden elde ettiği için yine o yere saçmaktan çekinmez.
  • کفشگر هم آنچ افزاید ز نان  ** می‌خرد چرم و ادیم و سختیان 
  • Kunduracı da ekmeğinden arttırdığı parayla gön ve sahtiyan satın alır.
  • که اصول دخلم اینها بوده‌اند  ** هم ازینها می‌گشاید رزق بند 
  • Elime ne geçiyorsa bunlardan geçiyor. Kapalı rızkım bunlarla açılıyor der.
  • دخل از آنجا آمدستش لاجرم  ** هم در آنجا می‌کند داد و کرم 
  • Eline geçen para o yüzden geçtiğinden parasını ona sarf eder.
  • این زمین و سختیان پرده‌ست و بس  ** اصل روزی از خدا دان هر نفس  1490
  • Fakat bu yer ve deri, ancak perdedir. Asıl rızkı, her an Tanrıdan bil.
  • چون بکاری در زمین اصل کار  ** تا بروید هر یکی را صد هزار 
  • Elde ettiğin karı, elde ettiğin yere ekersen birine karşılık yüz bin elde edersin.
  • گیرم اکنون تخم را گر کاشتی  ** در زمینی که سبب پنداشتی 
  • Tutalım şimdi sebep sandığın yere tohumu ektin.
  • چون دو سه سال آن نروید چون کنی  ** جز که در لابه و دعا کف در زنی 
  • İki üç yıl o tohum bitmez, mahsul vermezse ne yaparsın? Tanrıya yalvarmadan el açıp dua etmeden başka elinden ne gelir?
  • دست بر سر می‌زنی پیش اله  ** دست و سر بر دادن رزقش گواه 
  • Tanrı huzurunda elini başına vurursun. Bu el ve baş, bu çırpınış, rızkı onun verdiğine tanıktır.
  • تا بدانی اصل اصل رزق اوست  ** تا همو را جوید آنک رزق‌جوست  1495
  • Bu suretle anlar bilirsin ki rızkın aslının aslı, odur. Rızık arayan da onu arar.