English    Türkçe    فارسی   

6
1476-1485

  • ذکر آرد فکر را در اهتزاز  ** ذکر را خورشید این افسرده ساز 
  • Zikir, fikri titretir, harekete getirir. Zikri bu donmuş fikre güneş yap.
  • اصل خود جذبه است لیک ای خواجه‌تاش  ** کار کن موقوف آن جذبه مباش 
  • İşin aslı cezp eder. Fakat kardeş , işten kalıp o cezbeyi bekleme.
  • زانک ترک کار چون نازی بود  ** ناز کی در خورد جانبازی بود 
  • Çünkü işi bırakmak , nazlanmaya benzer. Canıyla oynayan hiç nazlanabilir mi?
  • نه قبول اندیش نه رد ای غلام  ** امر را و نهی را می‌بین مدام 
  • Oğul,ne kabul edilmeyi düşün, ne reddedilmeyi. Sen daima emri, nehyi gör, gözet.
  • مرغ جذبه ناگهان پرد ز عش  ** چون بدیدی صبح شمع آنگه بکش  1480
  • Derken cezbe kuşu , birden bire çerden çöpten yapılmış yuvasından uçar, görünüverir. Onu gördün mü sabah oldu demektir, mumu o vakit söndür.
  • چشمها چون شد گذاره نور اوست  ** مغزها می‌بیند او در عین پوست 
  • Gözler , perdeleri delip hakikati görmeye başladı mı bu nur, onun nurudur artık. Bu nura sahip olan , dışa bakar, içi görür.
  • بیند اندر ذره خورشید بقا  ** بیند اندر قطره کل بحر را 
  • Zerrede ebedî varlık güneşini görür, katrada bütün denizi.
  • بار دیگر رجوع کردن به قصه‌ی صوفی و قاضی 
  • Yine sofi hikâyesi,sofiyle kadı
  • گفت صوفی در قصاص یک قفا  ** سر نشاید باد دادن از عمی 
  • Sofi dedi ki: Kafaya yenen bir sille yüzünden körcesine baş vermeye gelmez.
  • خرقه‌ی تسلیم اندر گردنم  ** بر من آسان کرد سیلی خوردنم 
  • Teslim hırkasını giyinmişim, bana sille yemek kolay gelir.
  • دید صوفی خصم خود را سخت زار  ** گفت اگر مشتش زنم من خصم‌وار  1485
  • Düşmanını pek arık gördü, ben de düşmanca bir yumruk vursam.