English    Türkçe    فارسی   

6
1746-1755

  • دور دارد از ضعیفان در کمین  ** مکر نفس و فتنه‌ی دیو لعین 
  • Artık kullarından pusuda bekleyen nefis hilesiyle melûn şeytanın hilesini uzak tutsa ne olur ki?
  • جواب دادن قاضی صوفی را 
  • Kadının sofiye cevap vermesi
  • گفت قاضی گر نبودی امر مر  ** ور نبودی خوب و زشت و سنگ و در 
  • Kadı dedi ki: Acı emir olmasaydı, dünyada çirkin, güzel taş ve inci bulunmasaydı,
  • ور نبودی نفس و شیطان و هوا  ** ور نبودی زخم و چالیش و وغا 
  • Nefis, şeytan heva ve hevese... Zahmet, meşakkat, savaş olmasaydı,
  • پس به چه نام و لقب خواندی ملک  ** بندگان خویش را ای منهتک 
  • A perdesi, yırtılmış adam; padişah kullarına ne ad takardı?
  • چون بگفتی ای صبور و ای حلیم  ** چون بگفتی ای شجاع و ای حکیم  1750
  • Nasıl ey sabırlı, ey hilim sahibi, ey yiğitlik, ey hikmet ıssı diyebilirdi?
  • صابرین و صادقین و منفقین  ** چون بدی بی ره‌زن و دیو لعین 
  • Yol kesen ve melûn şeytan olmasaydı sabırlılar, doğrular ve yoksulları doyuranlar, nasıl belli olurdu?
  • رستم و حمزه و مخنث یک بدی  ** علم و حکمت باطل و مندک بدی 
  • Rüstem ve Hamza’yla namussuz, aynı ve bir olsaydı bilgi ve hikmet bâtıl olurdu.
  • علم و حکمت بهر راه و بی‌رهیست  ** چون همه ره باشد آن حکمت تهیست 
  • Bilgi ve hikmet, doğru yolla yolsuzluğu göstermek içindir. Her taraf yoldan ibaret olsaydı hikmet, abes ve boş bir şey olurdu.
  • بهر این دکان طبع شوره‌آب  ** هر دو عالم را روا داری خراب 
  • Sense bu acı sulu tabiat dükkânı için iki âleminde yıkılmasını hoş görüyorsun.
  • من همی‌دانم که تو پاکی نه خام  ** وین سالت هست از بهر عوام  1755
  • Ben bilip duruyorum ki sen paksın, ham değilsin. Bu soruşunda aşağılık kişilerin anlaması için.