English    Türkçe    فارسی   

4
1489-1513

  • از کمال رحمت و موج کرم ** می‌دهد هر شوره را باران و نم
  • Allah rahmetinin yüceliği ve kerem denizinin dalgalanması yüzünden her çorak yere yağmur yağdırıp ıslatmada!
  • در بیان آنک ترک الجواب جواب مقرر این سخن کی جواب الاحمق سکوت شرح این هر دو درین قصه است کی گفته می‌آید
  • Cevap vermemek de cevaptır sözü, ahmağa verilecek cevap susmaktır sözünü tenkit eder. Her ikisi de bu hikâyeyle anlatılmaktadır.
  • بود شاهی بود او را بنده‌ای ** مرده عقلی بود و شهوت‌زنده‌ای 1490
  • Bir padişahın aklı ölmüş, şehveti diri bir kölesi vardı.
  • خرده‌های خدمتش بگذاشتی ** بد سگالیدی نکو پنداشتی
  • Padişahın ince hizmetlerini bırakır, kötü düşüncelere dalar, fakat yaptığını iyi sanırdı!
  • گفت شاهنشه جرااش کم کنید ** ور بجنگد نامش از خط بر زنید
  • Padişah nafakasını azaltın... Söylenir dırlanırsa adını kullar arasından silin dedi.
  • عقل او کم بود و حرص او فزون ** چون جرا کم دید شد تند و حرون
  • Kölenin aklı azdı, hırsı çok... Nafakasını az görünce kızdı, serkeşleşti.
  • عقل بودی گرد خود کردی طواف ** تا بدیدی جرم خود گشتی معاف
  • Aklı olsaydı kendi kendinin etrafında döner dolaşır, düşünür taşınır da suçunu görür, kendisini affettirirdi.
  • چون خری پابسته تندد از خری ** هر دو پایش بسته گردد بر سری 1495
  • Eşekliği yüzünden bir ayağı bağlanmış eşek serkeşliğe kalkıştı mı iki ayağı da boynuna bağlanır!
  • پس بگوید خر که یک بندم بست ** خود مدان کان دو ز فعل آن خسست
  • Eşek, bana bir bağ kâfidir derse aldırış etme! Çünkü bu iki bağ, o bayağı hayvanın hareketi yüzünden bağlanmıştır!
  • در تفسیر این حدیث مصطفی علیه‌السلام کی ان الله تعالی خلق الملائکة و رکب فیهم العقل و خلق البهائم و رکب فیها الشهوة و خلق بنی آدم و رکب فیهم العقل و الشهوة فمن غلب عقله شهوته فهو اعلی من الملائکة و من غلب شهوته عقله فهو ادنی من البهائم
  • Mustafa aleyhisselâm “Ulu Allah melekleri yarattı, onlara akıl verdi. Hayvanları yarattı, onlara hem akıl verdi hem şehvet. Kimin aklı, şehvetinden üstün olursa meleklerden daha yücedir. Kimin şehveti aklından üstünse hayvanlardan aşağıdır” dedi; bu hadisin tefsiri
  • در حدیث آمد که یزدان مجید ** خلق عالم را سه گونه آفرید
  • Hadiste gelmiştir: Ulu Allah, halkı üç çeşit yarattı.
  • یک گره را جمله عقل و علم و جود ** آن فرشته‌ست او نداند جز سجود
  • Bir bölüğü, tamamı ile akıldan, bilgiden ve cömertlikten ibaret... Bunlar meleklerdir, secdeden başka bir iş bilmezler!
  • نیست اندر عنصرش حرص و هوا ** نور مطلق زنده از عشق خدا
  • Yaradılışlarında hırs ve heva yoktur... Mutlak nurdur onlar, Allah aşkıyla dirilmişlerdir.
  • یک گروه دیگر از دانش تهی ** هم‌چو حیوان از علف در فربهی 1500
  • Bir bölüğü ise bilgisizdir... Hayvan gibi ot otlamakla semirirler.
  • او نبیند جز که اصطبل و علف ** از شقاوت غافلست و از شرف
  • Onlar, ahırdan, ottan başka bir şey görmezler... Kötülükten de gafildirler, yücelikten, iyilikten de!
  • این سوم هست آدمی‌زاد و بشر ** نیم او ز افرشته و نیمیش خر
  • Üçüncü bölükse âdemoğullarıdır, insanlardır. Bunları yarı yaradılışları bakımından melektirler, yarı yaradılışları bakımından eşek!
  • نیم خر خود مایل سفلی بود ** نیم دیگر مایل عقلی بود
  • Eşek olan yarıları, aşağılığa meyleder, öbür yarıları da akla meyleder!
  • آن دو قوم آسوده از جنگ و حراب ** وین بشر با دو مخالف در عذاب
  • İlk iki bölük savaştan, çekişten anlamaz, istirahat ve huzur içindedir. Fakat bu bölük, yani insan ikisine de aykırıdır ve azap içindedir.
  • وین بشر هم ز امتحان قسمت شدند ** آدمی شکلند و سه امت شدند 1505
  • Bu insanda sınanma yönünden bölüklere ayrılmıştır... Hepsi insan şeklindedir ama üç kısımdır:
  • یک گره مستغرق مطلق شدست ** هم‌چو عیسی با ملک ملحق شدست
  • Bir kısmı, mutlak varlık olan Allah’a dalmış, kendini kaybetmiş olanlardır... Bunlar İsa gibi meleklere katılmışlardır.
  • نقش آدم لیک معنی جبرئیل ** رسته از خشم و هوا و قال و قیل
  • Surette insandır bunlar, fakat hakikatte Cebrail... Kızgınlıktan heva ve hevesten, dedikodudan kurtulmuşlardır.
  • از ریاضت رسته وز زهد و جهاد ** گوییا از آدمی او خود نزاد
  • Riyazattan da kurtulmuşlardır, zahitlikten ve savaştan da... Sanki onlar, insanoğlundan doğmamışlardır!
  • قسم دیگر با خران ملحق شدند ** خشم محض و شهوت مطلق شدند
  • İkinci kısmı eşeklere katılmış olanlardır. Bunlar kızgınlığın ta kendisi olmuşlar, tepeden tırnağa kadar şehvet kesilmişlerdir.
  • وصف جبریلی دریشان بود رفت ** تنگ بود آن خانه و آن وصف زفت 1510
  • Bunlardaki Cebrail’lik meleklik sıfatı gitmiştir... Çünkü o ev dardı, o sıfat da büyük, sığamadı, geçip gitti!
  • مرده گردد شخص کو بی‌جان شود ** خر شود چون جان او بی‌آن شود
  • Canı olmayan adam ölür... Canında bu sıfat bulunmayan kişi de eşek olur.
  • زانک جانی کان ندارد هست پست ** این سخن حقست و صوفی گفته است
  • Çünkü bu sıfatta olmayan can bayağıdır, aşağıdır... Bu sözü sofi söylemiştir, doğrudur!
  • او ز حیوانها فزون‌تر جان کند ** در جهان باریک کاریها کند
  • O hayvanlardan da fazla can çekişir... Âlemde ince işlere girişir!