- 
		    دیو بر دنیاست عاشق کور و کر  ** عشق را عشقی دگر برد مگر 
- Şeytan dünyaya aşıktır. Kördür, sağırdır. Bir aşkı başka bir aşk giderebilir. 
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    از نهانخانهی یقین چون میچشد  ** اندکاندک رخت عشق آنجا کشد 
- Yakıynin gizli evinde yer, içerse yavaş yavaş aşk pılı pırtısını oraya çeker götürür.
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    یا حریص االبطن عرج هکذا  ** انما المنهاج تبدیل الغذا 
- Ey karnına haris olan böylece yücel. Bunun yolu, ancak yiyeceğini değiştirmedir. 
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    یا مریض القلب عرج للعلاج  ** جملة التدبیر تبدیل المزاج 
- Ey kalp hastası, ilaca sarıl. Bütün tedbir, mizacı değiştirmeden ibarettir. 
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
                 
	         
	         
	         
	         
		 
		    
		   - 
		   ایها المحبوس فی رهن الطعام  ** سوف تنجو ان تحملت الفطام    295
- Ey yemeğe rehin düşüp hapiste kalan, sütten kesilmeye tahammül edersen yakında kurtulursun.
 
		 
	         
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    ان فیالجوع طعام وافر  ** افتقدها وارتج یا نافر 
- Açlıkta bir çok yemekler var. Onları ara, onları dile ey onlardan nefret eden. 
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    اغتذ بالنور کن مثل البصر  ** وافق الاملاک یا خیر البشر 
- Nurla gıdalan, göze benze. Ey insanların hayırlısı meleklere uy. 
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    چون ملک تسبیح حق را کن غذا  ** تا رهی همچون ملایک از اذا 
- Melek gibi Allahyı tesbih etmeyi kendine gıda yap da melekler gibi ezadan kurtul.
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    جبرئیل ار سوی جیفه کم تند  ** او به قوت کی ز کرکس کم زند 
- Cebrail murdar şeylere hiç bakmamakta, onların etrafında dönüp dolaşmamakta. Böyle olduğu halde kuvvet bakımından herkes den aşağı mıdır ki?
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
                 
	         
	         
	         
	         
		 
		    
		   - 
		   حبذا خوانی نهاده در جهان  ** لیک از چشم خسیسان بس نهان    300
- Allah aleme ne de hoş, ne de güzel bir sofra yaymıştır. Fakat o sofra, aşağılık kişilerin gözlerinden pek gizlidir. 
 
		 
	         
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    گر جهان باغی پر از نعمت شود ** قسم موش و مار هم خاکی بود
- Alem nimetlerle dolu bir bağ olsa fare ve yılan yine toprak yer.
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
	      
	       
	      
		  
		  
	       
		  
		  - 
		  انکار اهل تن غذای روح را و لرزیدن ایشان بر غذای خسیس 
- Ten ehlinin ruh gıdasını inkar ederek adi yemeğe titremeleri
 
	      
	       
	      
	       
	      
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    قسم او خاکست گر دی گر بهار  ** میر کونی خاک چون نوشی چو مار 
- İster kış olsun ister bahar, onların gıdası topraktır. Fakat sen varlığın beyisin, nasıl olur da yılan gibi toprak yersin?
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    در میان چوب گوید کرم چوب  ** مر کرا باشد چنین حلوای خوب 
- Tahtanın içindeki kurt, kimin böyle güzel helvası var der. 
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    کرم سرگین در میان آن حدث  ** در جهان نقلی نداند جز خبث 
- Bok böceği, bok içinde yaşar ve alemde pislikten başka bir meze bilmez.
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
	      
	       
	      
		  
		  
	       
	      
	       
	      
	       
	      
	    
	  
	    
	       
                 
	         
	         
	         
	         
		 
		    
		   - 
		   ای خدای بینظیر ایثار کن  ** گوش را چون حلقه دادی زین سخن    305
- Ey eşi, benzeri olamayan Allah, mademki bu sözü kulağımıza küpe yaptın, ihsanda bulun, bu sözleri bol bol saç! 
 
		 
	         
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    گوش ما گیر و بدان مجلس کشان  ** کز رحیقت میخورند آن سرخوشان 
- Kulağımızı tut, bizi o sarhoşların halis şarabını içtikleri meclise çek, oraya götür.
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    چون به ما بویی رسانیدی ازین  ** سر مبند آن مشک را ای رب دین 
- Madem ki bize bundan bir koku duyurdun, ey din Allahsı o tulumun ağzını kapama. 
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    از تو نوشند ار ذکورند ار اناث  ** بیدریغی در عطا یا مستغاث 
- Ey kendisine sığınılan Allah, ey kendisinden imdat istenen Rab, esirgeme, ihsan et de erkek, kadın herkes, senin şarabından içsin!
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    ای دعا ناگفته از تو مستجاب  ** داده دل را هر دمی صد فتح باب 
- Ey duaları duadan önce duyan, muratları istenmeden veren Allah, gönüle her an yüzlerce kapı açarsın. 
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
                 
	         
	         
	         
	         
		 
		    
		   - 
		   چند حرفی نقش کردی از رقوم  ** سنگها از عشق آن شد همچو موم    310
- Birkaç harftir yazdın. Taşlar bile o harflerin sevgisiyle eridi muma döndü.
 
		 
	         
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    نون ابرو صاد چشم و جیم گوش  ** بر نوشتی فتنهی صد عقل و هوش 
- Yüzlerce akla, fikre fitne olarak kaş nununu, göz sadını, kulak cimini yazdın. 
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    زان حروفت شد خرد باریکریس  ** نسخ میکن ای ادیب خوشنویس 
- Akıl o harfler yüzünden ince eleyip sık dokumaya koyuldu. Ey yazısı güzel edip, bunları boz!
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    در خور هر فکر بسته بر عدم  ** دم به دم نقش خیالی خوش رقم 
- Yokluğa, her düşünceye göre an be an güzel bir hayal nakşetme; 
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    حرفهای طرفه بر لوح خیال  ** بر نوشته چشم و عارض خد و خال 
- Hayal levhine göz, yanak, yüz ve ben gibi görülmemiş harfler yazmaktasın. 
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
                 
	         
	         
	         
	         
		 
		    
		   - 
		   بر عدم باشم نه بر موجود مست  ** زانک معشوق عدم وافیترست    315
- Halbuki ben, yokluğa aşığım, vara bakıp sarhoş olmam. Çünkü yokluk sevgilisi, bence daha vefalıdır.