- 
		   ذرهای کان محو شد در آفتاب  ** جنگ او بیرون شد از وصف و حساب    40
 
		    - Fakat güneşte mahvolan zerrenin savaşı, vasıftan, hesaptan dışarıdır.
 
		  
		 
	         
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    چون ز ذره محو شد نفس و نفس  ** جنگش اکنون جنگ خورشیدست بس 
 
		    - Zerrenin kendisi de, nefesi de mahvoldu mu artık onun savaşı, ancak güneşin savaşıdır.
 
		  
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    رفت از وی جنبش طبع و سکون  ** از چه از انا الیه راجعون 
 
		    - Onun kendiliğinden hareketi de kalmamıştır, duruşu da. Neden? “Biz Allahya dönenleriz” sırrından.
 
		  
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    ما به بحر تو ز خود راجع شدیم  ** وز رضاع اصل مسترضع شدیم 
 
		    - Biz, kendimizden geçip senin denizine döndük. Asıldan süt içtik, geliştik.
 
		  
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    در فروغ راه ای مانده ز غول  ** لاف کم زن از اصول ای بیاصول 
 
		    - Ey gulyabaniye aldanıp yolun ferilerine dalan, ey usulsüz kişi asıllardan az bahset.
 
		  
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
                 
	         
	         
	         
	         
		 
		    
		   - 
		   جنگ ما و صلح ما در نور عین  ** نیست از ما هست بین اصبعین    45
 
		    - Bizim savaşımız da hakikatte bizden değildir. Sulhumuz da. Her halimiz, Allah’nın iki parmağı arasındadır.
 
		  
		 
	         
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    جنگ طبعی جنگ فعلی جنگ قول  ** در میان جزوها حربیست هول 
 
		    - Tabiat, iş ve söz bakımından cüzüler arasındaki savaş, pek korkunç bir savaştır.
 
		  
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    این جهان زن جنگ قایم میبود  ** در عناصر در نگر تا حل شود 
 
		    - Fakat bu âlem, şu savaşla durmadadır. Unsurlara bak da anla.
 
		  
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    چار عنصر چار استون قویست  ** که بدیشان سقف دنیا مستویست 
 
		    - Dört unsur, dört kuvvetli direktir. Dünyanın tavanı, onlarla düz durmada.
 
		  
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    هر ستونی اشکنندهی آن دگر  ** استن آب اشکنندهی آن شرر 
 
		    - Her direk, öbürünü kırar. Su direği, ateş direğini yıkar.
 
		  
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
                 
	         
	         
	         
	         
		 
		    
		   - 
		   پس بنای خلق بر اضداد بود  ** لاجرم ما جنگییم از ضر و سود    50
 
		    - Halkın yapısı, zıtlar üstüne kurulmuş. Hâsılı biz, zarar bakımından da savaştayız, fayda bakımından da.
 
		  
		 
	         
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    هست احوالم خلاف همدگر  ** هر یکی با هم مخالف در اثر 
 
		    - Ahvalin, birbirine aykırı. Tesir dolayısıyla her biri öbürüne zıt.
 
		  
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    چونک هر دم راه خود را میزنم  ** با دگر کس سازگاری چون کنم 
 
		    - Her an kendi yolumu vurup durmadayım, artık başkasına nasıl bir çare bulabilirim?
 
		  
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    موج لشکرهای احوالم ببین  ** هر یکی با دیگری در جنگ و کین 
 
		    - Bana gelen hal askerlerinin dalgalarına bak; her biri, öbürüyle savaşmada, her biri, öbürüne kin gütmede.
 
		  
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    مینگر در خود چنین جنگ گران  ** پس چه مشغولی به جنگ دیگران 
 
		    - Kendindeki şu müthiş savaşa bak. Başkalarının savaşı ile ne meşgul olup durursun?
 
		  
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
                 
	         
	         
	         
	         
		 
		    
		   - 
		   یا مگر زین جنگ حقت وا خرد  ** در جهان صلح یک رنگت برد    55
 
		    - Meğer ki Allah, seni bu savaştan çeke de sulh âleminde bir tek renge boyanasın.
 
		  
		 
	         
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    آن جهان جز باقی و آباد نیست  ** زانک آن ترکیب از اضداد نیست 
 
		    - O âlem, ancak bâkidir, mamurdur, başka türlü olmasına imkân yok. Çünkü terkibi, zıt olan şeylerden değil.
 
		  
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    این تفانی از ضد آید ضد را  ** چون نباشد ضد نبود جز بقا 
 
		    - Bu yok olma, bitme, zıddın zıddını yok etmesinden ileri gelir. Zıt olmadı mı ebedilikten başka bir şey olamaz.
 
		  
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    نفی ضد کرد از بهشت آن بینظیر  ** که نباشد شمس و ضدش زمهریر 
 
		    - O eşsiz, örneksiz Allah, cennetten zıddı giderdi. Orada güneş de yoktur, zıddı olan zemheri de.
 
		  
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    هست بیرنگی اصول رنگها  ** صلحها باشد اصول جنگها 
 
		    - Renklerin asılları, renksizliktir... Savaşların aslı, barışlardır.
 
		  
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
                 
	         
	         
	         
	         
		 
		    
		   - 
		   آن جهانست اصل این پرغم وثاق  ** وصل باشد اصل هر هجر و فراق    60
 
		    - Bu gamlarla dolu olan bucağın aslı, o âlemdir. Her ayrılığın aslı, buluşmadır.
 
		  
		 
	         
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    این مخالف از چهایم ای خواجه ما  ** واز چه زاید وحدت این اعداد را 
 
		    - Hocam, neden biz bu aykırılıklar içindeyiz? Neden birlik bu sayıları doğuruyor?
 
		  
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    زانک ما فرعیم و چار اضداد اصل  ** خوی خود در فرع کرد ایجاد اصل 
 
		    - Çünkü biz fer’iz, bu birbirine zıt olan dört asıl, feride kendi huyunu işliyor.
 
		  
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    گوهر جان چون ورای فصلهاست  ** خوی او این نیست خوی کبریاست 
 
		    - Halbuki can cevheri, ayrılıkların ötesinden. Onun huyu bu değil, onun huyu, ulu Allah’nın huyu.
 
		  
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    جنگها بین کان اصول صلحهاست  ** چون نبی که جنگ او بهر خداست 
 
		    - Savaşlara da bak. O savaşlar, barışların asılları. Allah uğrunda savaşan Peygamber gibi hani.