English    Türkçe    فارسی   

1
357-366

  • O pak dinin cahiller arasında mahvolması, bana dokunmakta.
  • حیف می‌‌آمد مرا کان دین پاک ** در میان جاهلان گردد هلاک‌‌
  • Tanrı’ya, İsa’ya şükrolsun ki biz, bu hak dine yol gösterici olduk.
  • شکر ایزد را و عیسی را که ما ** گشته‌‌ایم آن کیش حق را رهنما
  • Belimizi zünnarla bağladığımızdan beri Yahudi’den ve Yahudilikten kurtulduk.
  • از جهود و از جهودی رسته‌‌ام ** تا به زناری میان را بسته‌‌ام‌‌
  • Ey halk; devir, İsa’nın devridir. Onun dininin sırlarını candan dinleyin!” 360
  • دور دور عیسی است ای مردمان ** بشنوید اسرار کیش او به جان‌‌
  • Padişah, vezire, vezir ne dediyse yaptı. Halk, bu gizli ve hakikati meçhul hileden dolayı şaşırıp kaldı.
  • کرد با وی شاه آن کاری که گفت ** خلق حیران مانده ز ان مکر نهفت‌‌
  • Onu Hıristiyanların oturdukları tarafa sürdü. Vezir de ondan sonra halkı davete başladı.
  • راند او را جانب نصرانیان ** کرد در دعوت شروع او بعد از آن‌‌
  • Hıristiyanların vezirin hilesine inanmaları
  • قبول کردن نصارا مکر وزیر را
  • Yüz binlerce Hıristiyan, azar azar onun etrafına toplandı.
  • صد هزاران مرد ترسا سوی او ** اندک اندک جمع شد در کوی او
  • O, onlara gizlice İncil’in, zünnarın ve namazın sırrını anlatmaktaydı.
  • او بیان می‌‌کرد با ایشان به راز ** سر انگلیون و زنار و نماز
  • Görünüşte din hükümlerini anlatıyordu; fakat bu anlatış, hakikatte onları avlamak için ıslık ve tuzaktı. 365
  • او به ظاهر واعظ احکام بود ** لیک در باطن صفیر و دام بود
  • Bunun için (gizli hileyi anlamak müşkül olduğundan) bazı Eshab, Peygamber’den, azgın ve hilekâr nefsin hilesini sorarlar;
  • بهر این بعضی صحابه از رسول ** ملتمس بودند مکر نفس غول‌‌