English    Türkçe    فارسی   

1
970-979

  • Kimden kaçıyoruz, kendimizden mi? Ne olmayacak şey! Kimden kapıp kurtarıyoruz, Hak’tan mı? Ne boş zahmet! 970
  • از که بگریزیم از خود ای محال ** از که برباییم از حق ای وبال‌‌
  • Yine aslanın çalışmayı tevekküle tercih etmesi ve çalışmanın faydalarını bildirmesi
  • باز ترجیح‌‌نهادن شیر جهد را بر توکل و فواید جهد را بیان کردن‌‌
  • Aslan dedi ki: “Doğru ama Peygamberlerin, müminlerin çalışmalarını da gör.
  • شیر گفت آری و لیکن هم ببین ** جهدهای انبیا و مومنین‌‌
  • Cefadan, kahırdan ne gördülerse mükâfata nail oldular; Tanrı onların mücahedesini zayi etmedi.
  • حق تعالی جهدشان را راست کرد ** آن چه دیدند از جفا و گرم و سرد
  • Onların başvurdukları çareler her hususta lâtif oldu. Çünkü zariften ne gelirse zariftir.
  • حیله‌‌هاشان جمله حال آمد لطیف ** کل شی‌‌ء من ظریف هو ظریف‌‌
  • Tuzakları felek kuşunu tuttu; noksanları tamamen sayıldı.
  • دامهاشان مرغ گردونی گرفت ** نقصهاشان جمله افزونی گرفت‌‌
  • Ey ulu kişi! Nebîlerin ve velilerin yolunda çalış! 975
  • جهد می‌‌کن تا توانی ای کیا ** در طریق انبیا و اولیا
  • Kaza ve kaderle pençeleşmek mücahede sayılmaz. Çünkü bizi pençeleştiren, savaştıran da kaza ve kaderdir.
  • با قضا پنجه زدن نبود جهاد ** ز آن که این را هم قضا بر ما نهاد
  • Bir kimse iman ve itaat yolunda yürüyüp de bir an bile ziyan etmişse kâfirim!
  • کافرم من گر زیان کرده ست کس ** در ره ایمان و طاعت یک نفس‌‌
  • Başın yarılmamış, şu başını bağlama. Birkaç gün çalış da ondan sonra gül!
  • سر شکسته نیست این سر را مبند ** یک دو روزک جهد کن باقی بخند
  • Dünyayı arayan kimse olmayacak ve kötü bir şey aradı. Ukbayı arayansa kendine iyi bir hal aramış oldu.
  • بد محالی جست کاو دنیا بجست ** نیک حالی جست کاو عقبی بجست‌‌