English    Türkçe    فارسی   

2
1916-1925

  • Ebu Bekr-i Rebabi gibi susmakta, Davut gibi demire el vurmaktayım.
  • همچو بو بکر ربابی تن زنم ** دست چون داود در آهن زنم‏
  • Bu suretle de olmayacak şey, benim elimde mümkün olur, bir hale yola girer, kanadı yolunmuş kuşun bile kanadı çıkar.
  • تا محال از دست من حالی شود ** مرغ پر برکنده را بالی شود
  • Çünkü Allah’ın eli, insanların ellerinden üstündür. Tek Allah da bizim elimize “ Benim elim” demiştir.
  • چون ید الله فوق أیدیهم بود ** دست ما را دست خود فرمود احد
  • Şu halde şüphe yok ki benim kolum uzundur; her yere, her şeye erişir. Ta yedinci kat gökten bile aşar.
  • پس مرا دست دراز آمد یقین ** بر گذشته ز آسمان هفتمین‏
  • Elim gökte bile hünerler göstermiştir. Ey Kuran okuyan “İnşakkal Kamer” ayetini okuyuver! 1920
  • دست من بنمود بر گردون هنر ** مقریا بر خوان که انشق القمر
  • Bu övüş de akıllar zayıf olduğu içindir. Zayıf olanlara kudreti anlatmaya imkân mı var?
  • این صفت هم بهر ضعف عقلهاست ** با ضعیفان شرح قدرت کی رواست‏
  • Uykudan başkaldırırsan anlarsın. Bu iş böyledir işte. Doğrusunu Allah daha iyi bilir.
  • خود بدانی چون بر آری سر ز خواب ** ختم شد و الله أعلم بالصواب‏
  • Eğer sen içinde ki yılanı bilseydin ne elma yemeğe kuvvetin kalırdı, ne yol yürümeye, ne de kusmağa!
  • مر ترا نه قوت خوردن بدی ** نه ره و پروای قی کردن بدی‏
  • Sen beni sövüyordun, ben de seslenmiyor, fakat atımı sürüyordum. Gizlice de Yarabbi, sen işimi kolaylaştır demekteydim.
  • می‏شنیدم فحش و خر می‏راندم ** رب یسر زیر لب می‏خواندم‏
  • Sebebi söylememe izin yoktu, fakat seni kendi haline bırakmaya da kaadir değilim. 1925
  • از سبب گفتن مرا دستور نه ** ترک تو گفتن مرا مقدور نه‏