- Yüz binlerce halk onun tedbiriyle mağlûp oldu, ejderhasından yılıp kaçtı, ölüp gitti!
- صدهزاران خلق ز اژدرهای او ** در هزیمت کشته شد از رای او
- Firavunun Musa aleyhisselâm’ı tehdit etmesi
- تهدید کردن فرعون موسی را علیه السلام
- Firavun, Musa’ya “Ey Kelîm, sen neden halkı öldürdün, neden halka korku saldın?
- گفت فرعونش چرا تو ای کلیم ** خلق را کشتی و افکندی تو بیم
- Halk, senden yılgınlığa düştü, kaçışırken ayaklar altında çiğnenip öldü.
- در هزیمت از تو افتادند خلق ** در هزیمت کشته شد مردم ز زلق
- Hulâsa, halk sana düşman kesildi. Sana karşı erkeğin gönlünde de kin var, kadının gönlünde de.
- لاجرم مردم ترا دشمن گرفت ** کین تو در سینه مرد و زن گرفت
- Halkı kendine davet ediyorsun ama iş aksi çıktı. Sana aykırı hareket etmekten başka çareleri kalmadı. 1070
- خلق را میخواندی بر عکس شد ** از خلافت مردمان را نیست بد
- Ben de senin şerrinden kaçıyor, sana aşikâre karşı durmuyorum ama aleyhine çömlek kaynatıp duruyorum.
- من هم از شرت اگر پس میخزم ** در مکافات تو دیگی میپزم
- Beni aldatmayı gönlünden çıkar, arkandan, gölgenden başka kimsenin geleceğini umma.
- دل ازین بر کن که بفریبی مرا ** یا بجز فی پسروی گردد ترا
- Bir iş becerdim, halkın gönlüne bir korkudur saldım diye mağrur olma.
- تو بدان غره مشو کش ساختی ** در دل خلقان هراس انداختی
- Bunun gibi yüzlerce iş becersen sonunda yine rüsvay olursun, hor hakir bir hale gelirsin, seninle alay eder, sana gülüşürler.
- صد چنین آری و هم رسوا شوی ** خوار گردی ضحکهی غوغا شوی
- Senin gibi nice hilebazlar vardı, bizim Mısır’ımız da nihayet rüsvay oldular” dedi. 1075
- همچو تو سالوس بسیاران بدند ** عاقبت در مصر ما رسوا شدند
- Musa’nın Firavunun tehdidine cevap vermesi
- جواب موسی فرعون را در تهدیدی کی میکردش