English    Türkçe    فارسی   

3
1720-1729

  • Sende, başının, ayağının gideceğine dair korku kalmadı. Vehmi bırakmak, senin için ulu bir siper oldu.” 1720
  • وهم تفریق سر و پا از تو رفت ** دفع وهم اسپر رسیدت نیک زفت
  • Firavun sihirbazlarının elleriyle ayaklarının kesilmesine aldırış etmemelerindeki sebep
  • سبب جرات ساحران فرعون بر قطع دست و پا
  • Firavun, sihirbazları yeryüzünde öldürmekle tehdit etmedi mi?
  • ساحران را نه که فرعون لعین ** کرد تهدید سیاست بر زمین
  • Sizin ellerinizi, ayaklarınızı çaprazına kestirir sizi asarım, affetmem demedi mi?
  • که ببرم دست و پاتان از خلاف ** پس در آویزم ندارمتان معاف
  • O, sihirbazların vehme düşeceklerini, korkacaklarının, vesveseye uğrayacaklarını sanıyordu.
  • او همی‌پنداشت کایشان در همان ** وهم و تخویفند و وسواس و گمان
  • Titremeye başlayacaklarını, ürküp korkacakların, bu tehditlerden vehmedeceklerini umuyordu.
  • که بودشان لرزه و تخویف و ترس ** از توهمها و تهدیدات نفس
  • Bilmiyordu ki onlar, bu işlerden kurtulmuşlar, gönül nurunun göründüğü pencerenin önüne oturmuşlar… 1725
  • او نمی‌داست کایشان رسته‌اند ** بر دریچه‌ی نور دل بنشسته‌اند
  • Gölgelerinin, kendilerinden meydana geldiğini bilmişler, çevik bir hale gelmişlerdir.
  • این جهان خوابست اندر ظن مه‌ایست ** گر رود درخواب دستی باک نیست
  • Bu gül bahçesinde felek havanı, onları yüzlerce defa dövüp ezse bile,
  • گر بخواب اندر سرت ببرید گاز ** هم سرت بر جاست و هم عمرت دراز
  • Bu terkibin aslını görmüş olduklarından artık vehmin ferilerinden pek korkmazlar.
  • گر ببینی خواب در خود را دو نیم ** تن‌درستی چون بخیزی نی سقیم
  • Bu âlem, bir rüyadır, zanna kapılma sen. Rüyada bir el kesilse bile zararı yok.
  • حاصل اندر خواب نقصان بدن ** نیست باک و نه دوصد پاره شدن