English    Türkçe    فارسی   

3
1753-1762

  • Her adımımı nereye atacaksam görür de öyle atarım. Bu yüzden de sürçmekten, düşmekten kurtulurum.
  • هر قدم من از سر بینش نهم ** از عثار و اوفتادن وا رهم
  • Sense iki üç adım ötesini görmezsin. Taneyi görürsün de tuzağı görmezsin.
  • تو ببینی پیش خود یک دو سه گام ** دانه بینی و نبینی رنج دام
  • Konak, iniş ve yürüyüş yerlerinde hiç körle gözlü bir olur mu? 1755
  • یستوی الاعمی لدیکم والبصیر ** فی المقام و النزول والمسیر
  • Allah, ana karnında ki çocuğa can verdi mi mizacına vücudunu kuvvetlendirecek cüzüleri çekmek kabiliyetini verir.
  • چون جنین را در شکم حق جان دهد ** جذب اجزا در مزاج او نهد
  • Yediği şeylerle bu cüzüleri çeker, bu suretle de cisminin nescini dokur durur.
  • از خورش او جذب اجزا می‌کند ** تار و پود جسم خود را می‌تند
  • Allah, insana kırk yaşına kadar bu cüzüleri çekme kabiliyetini, bu hırsı verir, o da kendisini yetiştirir büyür, gelişir, kuvvetlenir.
  • تا چهل سالش بجذب جزوها ** حق حریصش کرده باشد در نما
  • Ruha, cüzüleri çekmeyi öğreten o tek padişah, nasıl olur da cesedin cüzüleri bir araya getirmeyi bilmez?
  • جذب اجزا روح را تعلیم کرد ** چون نداند جذب اجزا شاه فرد
  • Bu ruh zerrelerini bir araya toplayan, sana hayat kabiliyetini veren güneş, gıda vasıtasıyla olmaksızın da varlığının zerrelerini toplayıp bir araya getirmeyi bilir. 1760
  • جامع این ذره‌ها خورشید بود ** بی غذا اجزات را داند ربود
  • Uykudan uyanınca senden gitmiş olan akıl ve duyguyu yine sana iade eder.
  • آن زمانی که در آیی تو ز خواب ** هوش و حس رفته را خواند شتاب
  • Buna bak da ölünce de bil ki onlar kaybolmaz, Allah geri gel diye ferman etti mi gelirler.
  • تا بدانی کان ازو غایب نشد ** باز آید چون بفرماید که عد
  • Uzeyr Aleyhisselâm’ın merkebinin cüc’ülerinin çürüdükden sonra Allah izniyle bir araya gelip Uzeyr’in gözünün önünde dirilmesi
  • اجتماع اجزای خر عزیر علیه السلام بعد از پوسیدن باذن الله و درهم مرکب شدن پیش چشم عزیر علیه السلام