- Aradığın sende… Bunu sen de bilirsin. Ey gök, ne vakte dek yerin etrafında dönüp duracaksın? dediler.
- آن تو با تست و تو واقف برین ** آسمانا چند پیمایی زمین
- Musa “Beni bu kadar kınamayın, güneşte ayın yolunu kesmeye savaşmayın.
- گفت موسی این ملامت کم کنید ** آفتاب و ماه را کم ره زنید
- Ben, zamanın padişahıyla sohbet etmek için ta Mecmaal Bahreyn’e kadar gideceğim.
- میروم تا مجمع البحرین من ** تا شوم مصحوب سلطان زمن
- Hakikate ulaşmak için Hızır’ı sebep edecek, ona ulaşıncaya kadar yürüyecek, nice zamanlar sefer edip duracağım.
- اجعل الخضر لامری سببا ** ذاک او امضی و اسری حقبا
- Yıllarca bu kanatlarımla o uğurda uçacağım. Yıllarda nedir ki? Binlerce yıllar koşacağım. 1970
- سالها پرم بپر و بالها ** سالها چه بود هزاران سالها
- Bu binlerce yıllar uçup gitmeme değmez mi yoksa? Ben sevgilinin aşkını ekmek aşkından daha âdi görmem!
- میروم یعنی نمیارزد بدان ** عشق جانان کم مدان از عشق نان
- Bu sözün sonu gelmez. Sen yine Dedukî’nin hikâyesini söyle!
- این سخن پایان ندارد ای عمو ** داستان آن دقوقی را بگو
- Yine Dekukî hikâyesi
- بازگشتن به قصهی دقوقی
- Allah Rahmet etsin, Dedukî dedi ki: Nice zamandır doğuda, batıda sefer edip dururum.
- آن دقوقی رحمة الله علیه ** گفت سافرت مدی فی خافقیه
- Yıllarca, aylarca bir ay yüzlünün aşkıyla gittim. Ne yoldan haberim vardı, ne belden! Allah kudretlerine hayran bir halde yürüdüm.
- سال و مه رفتم سفر از عشق ماه ** بیخبر از راه حیران در اله
- Birisi ona : “Dikenliklerde, taşlıklarda yalınayak mı gidiyorsun?” dedi. Dekukî dedi ki: “Ben hayretler içindeyim, kendimde değilim ki. 1975
- پا برهنه میروی بر خار و سنگ ** گفت من حیرانم و بی خویش و دنگ