- Halkın gözünde ne şaşılacak bir bağ var ki bunları görmüyor. Allah doğru yolu dilediğine gösteriyor sahiden” diyordum. 1990
- چشمبندی بد عجب بر دیدهها ** بندشان میکرد یهدی من یشا
- O yedi mumun bir mum oluşu
- شدن آن هفت شمع بر مثال یک شمع
- Bir de baktım ki o yedi mum bir mum oldu. Nuru, gökyüzünü bile delip geçmekteydi.
- باز میدیدم که میشد هفت یک ** میشکافد نور او جیب فلک
- Sonra yine o tek mum, yedi mum oldu. Benim sarhoşluğum, hayretim arttı.
- باز آن یک بار دیگر هفت شد ** مستی و حیرانی من زفت شد
- O mumların birleşmesini dille anlatmaya imkân yok ki!
- اتصالاتی میان شمعها ** که نیاید بر زبان و گفت ما
- Gözün bir an içinde gördüğünü dil, yıllarca söylese anlatamaz.
- آنک یک دیدن کند ادارک آن ** سالها نتوان نمودن از زبان
- Kulak idrakin bir ân içinde gördüğü şeyleri, yıllarca dinlese bitmez. 1995
- آنک یک دم بیندش ادراک هوش ** سالها نتوان شنودن آن بگوش
- Mademki bunun sonu yok, hadi, var, yine o hamdinde âciz olduğum şeyi anlat!
- چونک پایانی ندارد رو الیک ** زانک لا احصی ثناء ما علیک
- O mumlar ulu Allah’tan ne çeşit nişanelerdir diye koşa koşa gidiyordum.
- پیشتر رفتم دوان کان شمعها ** تا چه چیزست از نشان کبریا
- Derken kendimden geçtim, acelemden yere yıkıldım, harap oldum.
- میشدم بی خویش و مدهوش و خراب ** تا بیفتادم ز تعجیل و شتاب
- Topraklara serildim, bir müddet akılsız, idraksiz bir halde kaldım.
- ساعتی بیهوش و بیعقل اندرین ** اوفتادم بر سر خاک زمین