English    Türkçe    فارسی   

3
2549-2558

  • Öküz sahibini zebun etmek istersen onu eşekler gibi bizle, o tarafa sür be hoyrat adam!
  • گر تو صاحب گاو را خواهی زبون ** چون خران سیخش کن آن سو ای حرون
  • Nefis, Allah velisine, yaklaşırsa dili yüz arşın kısalır. 2550
  • چون به نزدیک ولی الله شود ** آن زبان صد گزش کوته شود
  • Onun yüz dili vardır, her dilinde yüz lûgat, hilesi, riyası anlatılamaz ki!
  • صد زبان و هر زبانش صد لغت ** زرق و دستانش نیاید در صفت
  • Öküz nefsi dâva eden fasih sözler söyledi, yüz binlerce doğru olmayan delil getirdi.
  • مدعی گاو نفس آمد فصیح ** صد هزاران حجت آرد ناصحیح
  • Bütün şehri kandırdı, yalnız padişahı kandıramadı, o her şeyi bilen padişahın yolunu vuramadı!
  • شهر را بفریبد الا شاه را ** ره نتاند زد شه آگاه را
  • Nefsin sağ elinde tespih ve Kur’an vardır ama yerinde de hançer ve kılıç gizlidir.
  • نفس را تسبیح و مصحف در یمین ** خنجر و شمشیر اندر آستین
  • Onun mushafına, onun riyasına kanma… Kendini onunla sırdaş, haldaş yapma! 2555
  • مصحف و سالوس او باور مکن ** خویش با او هم‌سر و هم‌سر مکن
  • Seni aptes al diye havuzun kenarına getirir de havuza, suyun ta dibine atıverir!
  • سوی حوضت آورد بهر وضو ** واندر اندازد ترا در قعر او
  • Akıl, nuranî ve iyi bir hak ve hakikat arayıcısıyken neden zulmanî nefis ona galip oluyor.
  • عقل نورانی و نیکو طالبست ** نفس ظلمانی برو چون غالبست
  • Neden mi? Nefis, kendi evinde, kendi yurdunda… Akılsa garip! Köpek bile kapısında korkunç bir aslan kesilir!
  • زانک او در خانه عقل تو غریب ** بر در خود سگ بود شیر مهیب