Kör gözü kendi ayıbını zerre kadar göremez, fakat gene de âlemin ayıbını arar!2630
عیب خود یک ذره چشم کور او ** مینبیند گرچه هست او عیبجو
Çıplak, elbisesinin eteğini kesecekler diye korkuyor ama çıplak adamın eteğimi olur ki kessinler!
عور میترسد که دامانش برند ** دامن مرد برهنه چون درند
Dünyaya kapılan da hem müflistir, hem de korkmakta. Hâlbuki hırsızlardan hiç de korkmaması lâzım.
مرد دنیا مفلس است و ترسناک ** هیچ او را نیست از دزدانش باک
Zaten dünyaya çıplak geldi, çıplak gidecek… Böyle olduğu halde hırsızlardan korkusundan yüreği kan olmakta!
او برهنه آمد و عریان رود ** وز غم دزدش جگر خون میشود
Fakat hayattayken bunca feryad ü figan etti ağlayıp sızladıydı ya… Ölürken kendisi de bu korkusuna şaşar, güler!
وقت مرگش که بود صد نوحه بیش ** خنده آید جانش را زین ترس خویش
O zaman zengin hiçbir pulu olmadığını… Zeki, hiçbir hüneri bulunmadığını anlar.2635
آن زمان داند غنی کش نیست زر ** هم ذکی داند که او بد بیهنر
Hayattaki bu korku, eteğine saksı kırıkları doldurup da kendisini mal sahibi sanan, onları kaybedeceğinden korkan, onların üstüne titreyen çocuğun korkusuna benzer.
چون کنار کودکی پر از سفال ** کو بر آن لرزان بود چون رب مال
O saksı kırıklarından bir parçasını bile alsan ağlamaya başlar; geri verirsen de sevinir, gülmeye koyulur.
گر ستانی پارهای گریان شود ** پاره گر بازش دهی خندان شود
Bilgi elbisesini giymedikçe çocuğun ağlamasına da ehemmiyet verilmez, gülmesi de!
چون نباشد طفل را دانش دثار ** گریه و خندهش ندارد اعتبار
Ahmak da eğreti malı kendisinin sanır da onun üstüne titrer. Hay aşağılık adam hay!
محتشم چون عاریت را ملک دید ** پس بر آن مال دروغین میطپید