English    Türkçe    فارسی   

3
3059-3068

  • Namaza pek düşkündü. Dedi ki: “Ey kuluna iltifatlarda, ihsanlarda bulunan beyim,
  • بود سنقر سخت مولع در نماز ** گفت ای میر من ای بنده‌نواز
  • Sen şu dükkânda birazcık otur da ben namazı kılıvereyim.” 3060
  • تو برین دکان زمانی صبرکن ** تا گزارم فرض و خوانم لم یکن
  • Bey, dükkânda oturdu. İmamla cemaat namazı kılıp camiden çıktılar.
  • چون امام و قوم بیرون آمدند ** ازنماز و وردها فارغ شدند
  • Sungur kuşluk çağına kadar içerde kaldı. Bey, bir müddet bekledi.
  • سنقر آنجا ماند تا نزدیک چاشت ** میر سنقر را زمانی چشم داشت
  • “Sungur, neye dışarı çıkmıyorsun?” diye seslendi. Sungur, içerden “Efendim, koyuvermiyorlar.
  • گفت ای سنقر چرا نایی برون ** گفت می‌نگذاردم این ذو فنون
  • Birazcık daha sabret, şimdi geliyorum. Beni beklemekte olduğunu biliyorum, unutmadım” dedi.
  • صبر کن نک آمدم ای روشنی ** نیستم غافل که در گوش منی
  • Bey, tam yedi kere seslendi, bekledi, bekledi, seslendi. Nihayet Sungur’un bu cilvesinden usandı, âciz kaldı, sabrı tükendi. 3065
  • هفت نوبت صبر کرد و بانگ کرد ** تاکه عاجز گشت از تیباش مرد
  • Sungur, beyin her seslenişinde “Efendim, dışarı çıkacağım ama daha koyuvermiyorlar” diyordu.
  • پاسخش این بود می‌نگذاردم ** تا برون آیم هنوز ای محترم
  • Bey “Yahu, mescitte kimse kalmadı koyvermeyen kim, seni orada kim tutuyor?” diye bağırdı.
  • گفت آخر مسجد اندر کس نماند ** کیت وا می‌دارد آنجا کت نشاند
  • Sungur dedi ki: “Seni dışardan içeriye sokmayan yok mu? İşte beni de içerden dışarıya çıkarmayan o.
  • گفت آنک بسته‌استت از برون ** بسته است او هم مرا در اندرون