English    Türkçe    فارسی   

3
3117-3126

  • Enes dedi ki. “Mustafa, bu peşkire elini, ağzını silmişti; onun için!”
  • گفت زانک مصطفی دست و دهان ** بس بمالید اندرین دستارخوان
  • Ey ateşten, azaptan korkan gönül, böyle bir ele, böyle bir ağıza yaklaş!
  • ای دل ترسنده از نار و عذاب ** با چنان دست و لبی کن اقتراب
  • Bu el, bu ağız, cansız bir şeye böyle bir yücelik verirse âşığın ruhuna neler açmaz, neler yapmaz?
  • چون جمادی را چنین تشریف داد ** جان عاشق را چه‌ها خواهد گشاد
  • Kâbe’nin taşını kerpicini öptü, Kâbe (puthaneyken) kıble oldu. Ey can, sen de çalış, çabala da erlere karşı toprak ol (erler seni de putlardan arıtsınlar!) 3120
  • مر کلوخ کعبه را چون قبله کرد ** خاک مردان باش ای جان در نبرد
  • Sonra o hizmetçi kadına dediler ki: “Peki biz bu ahvali gördük, sen de bize halini söylemez misin?
  • بعد از آن گفتند با آن خادمه ** تو نگویی حال خود با این همه
  • O söyler söylemez nasıl oldu da hemencecik peşkiri tandıra attın? Tutalım o sırlara erişmiş…
  • چون فکندی زود آن از گفت وی ** گیرم او بردست در اسرار پی
  • Ya sen, bu derecede değerli bir peşkiri nasıl ateşe fırlatıp attın a hanım?”
  • این‌چنین دستارخوان قیمتی ** چون فکندی اندر آتش ای ستی
  • Hizmetçi, “Ben kerem sahiplerine itimat ederim. Onların keremlerinden ümitsiz değilim ki.
  • گفت دارم بر کریمان اعتماد ** نیستم ز اکرام ایشان ناامید
  • Peşkir de ne oluyor? Bana bile düşünmeden hemen ateşe atıl dese, 3125
  • میزری چه بود اگر او گویدم ** در رو اندر عین آتش بی ندم
  • Ona olan itimadımın bütünlüğünden derhal ateşe atılırım. Benim, Allah kullarından ümidim çoktur.
  • اندر افتم از کمال اعتماد ** از عباد الله دارم بس امید