- Göğsü açık, vücudu çıplak olarak kendini kılıçlara atardı. 3420
- سینه باز و تن برهنه پیش پیش ** در فکندی در صف شمشیر خویش
- Halk, “Ey Peygamber’in amcası, ey saflar yaran aslan, ey erlerin padişahı.
- خلق پرسیدند کای عم رسول ** ای هزبر صفشکن شاه فحول
- Allah buyruğunda“ Nefislerinizi, kendi ellerinizle tehlikeye atmayın“ emrini okumadın mı ki?
- نه تو لا تلقوا بایدیکم الی ** تهلکه خواندی ز پیغام خدا
- Peki, neden kendini böyle bir savaş esnasında tehlikeye atıyorsun?
- پس چرا تو خویش را در تهلکه ** می در اندازی چنین در معرکه
- Gençken, iri yapılı ve kuvvetliyken saflara zırhsız katılmazdın.
- چون جوان بودی و زفت و سختزه ** تو نمیرفتی سوی صف بی زره
- Şimdi ihtiyarladın, zayıfladın, belin büküldü… öyle olduğu halde hiçbir şeye aldırış etmez oldun. 3425
- چون شدی پیر و ضعیف و منحنی ** پردههای لا ابالی میزنی
- Her şeye boş veriyor; bir kılıç ve bir mızrakla savaşa atılıyor, âdeta kendini sınıyorsun.
- لا ابالیوار با تیغ و سنان ** مینمایی دار و گیر و امتحان
- Kılıç, ihtiyara hürmet etmez. Hiç kılıçla okun aklı, temyizi olur mu? “ dediler.
- تیغ حرمت میندارد پیر را ** کی بود تمییز تیغ و تیر را
- O bîhaberler, Hamza’nın kaydına düşüyorlar, gayretlerinden ona bu çeşit öğütler veriyorlardı.
- زین نسق غمخوارگان بیخبر ** پند میدادند او را از غیر
- Hamza’nın halka cevap vermesi
- جواب حمزه مر خلق را
- Hazma dedi ki. “Gençken ölümü, bu dünyaya veda etme tarzında görürdüm.
- گفت حمزه چونک بودم من جوان ** مرگ میدیدم وداع این جهان