- Suç işlediğin zaman iç sıkıntıları gönlünü kaplar, bu sıkıntılar, ecelden sonra ist zincir şekline bürünür.
- در معاصی قبضها دلگیر شد ** قبضها بعد از اجل زنجیر شد
- Burada bizi anmaktan çekinen kişiye dar bir yaşayış verilir ve körlükle cezalanır.
- نعط من اعرض هنا عن ذکرنا ** عیشة ضنک و نجزی بالعمی
- Hırsız, insanların mallarını çaldı mı bir iç sıkıntısı, bir darlık gönlünü tırmalamaya başlar. 355
- دزد چون مال کسان را میبرد ** قبض و دلتنگی دلش را میخلد
- O, bu sıkıntı, bu darlık nedir ki, der. Şerrinden ağlayan mazlum yok mu? İşte onun sıkıntısı, onun darlığı.
- او همیگوید عجب این قبض چیست ** قبض آن مظلوم کز شرت گریست
- Bu darlığa, bu sıkıntıya pek aldırış etmezse bu inadının rüzgârı ateşini üfler.
- چون بدین قبض التفاتی کم کند ** باد اصرار آتشش را دم کند
- Hulâsa gönül sıkıntısı, memurların sıkıştırması hâline gelir, o manalar, duyulur, görülür bir hâle gelip meydana çıkar.
- قبض دل قبض عوان شد لاجرم ** گشت محسوس آن معانی زد علم
- Dertler, zindan ve çarmıh olur. Dert; köktür, kök; dal budak verir.
- غصهها زندان شدست و چارمیخ ** غصه بیخست و بروید شاخ بیخ
- Kök gizliydi, meydana çıktı. Sen de darlığını, ferahlığını bir kök bil. 360
- بیخ پنهان بود هم شد آشکار ** قبض و بسط اندرون بیخی شمار
- Kötü kökse hemencecik, çabucak onu sök ki çimenlikte çirkin bir diken çıkmasın.
- چونک بیخ بد بود زودش بزن ** تا نروید زشتخاری در چمن
- İç sıkıntısı görünce ona bir çare bul. Çünkü dallar, hep kökten meydana gelir.
- قبض دیدی چارهی آن قبض کن ** زانک سرها جمله میروید ز بن