- Onlar da kim oluyor ki? Ben savaşta ayak diredim mi ay bile yarılır!
- خود کیند ایشان که مه گردد شکاف ** چونک من پا بفشرم اندر مصاف
- Hani hür olduğumuz, mevki ve şeref sahibi olduğunuz zamanlar yok mu? İşte ben, o vakit sizi böyle bağlanmış zincirlere vurulmuş görüyordum.
- آنگهی کزاد بودیت و مکین ** مر شما را بسته میدیدم چنین
- Ey malla, mülkle, soyla, sopla nazlanan, sen akıllı kişinin yanında oluk üstündeki devesin!
- ای بنازیده به ملک و خاندان ** نزد عاقل اشتری بر ناودان
- Ten suretinin leğeni damdan düşünce gelecek gelir çatar sözü gözümün önünde tahakkuk etti, gelecek şeyler geldi çattı! 4540
- نقش تن را تا فتاد از بام طشت ** پیش چشمم کل آت آت گشت
- Üzüme bakıyor, şarabı görüyorum… Yok’a bakıyorum, açıkça var’ı görüyorum.
- بنگرم در غوره می بینم عیان ** بنگرم در نیست شی بینم عیان
- Sırra bakmakta, daha dünyada Âdem’le Havva vücuda gelmemişken gizli bir âlem görmekteyim.
- بنگرم سر عالمی بینم نهان ** آدم و حوا نرسته از جهان
- Siz, daha Elest deminde zerrelerden ibarettiniz… Daha vakit ayaklarınız bağlı, baş aşağı ve alçalmış bir haldeydiniz; sizi öyle görüyordum ben.
- مر شما را وقت ذرات الست ** دیدهام پا بسته و منکوس و پست
- Direksiz, desteksiz gökyüzü yaratılmadan bildiğim şeyler, âlem yaratıldıktan sonra da hep o… hiç artmadı.
- از حدوث آسمان بی عمد ** آنچ دانسته بدم افزون نشد
- Ben, daha sudan, topraktan vücut bulmamış, bu surete bürünmemişken sizi baş aşağı olmuş görüyordum. 4545
- من شما را سرنگون میدیدهام ** پیش از آن کز آب و گل بالیدهام
- Siz ikbaldeyken de bunu böyle görüyordum. Yeni bir şey görmedim ki sevineyim!
- نو ندیدم تا کنم شادی بدان ** این همیدیدم در آن اقبالتان