English    Türkçe    فارسی   

4
2268-2277

  • Fakat artık onu düşünmeyeyim de kendi kendime bir çare bulayım... Şimdi kendimi ölü göstereyim ben...
  • لیک زان نندیشم و بر خود زنم ** خویشتن را این زمان مرده کنم
  • Suyun üstüne çıkıp karnımı yukarıya, sırtı mı aşağıya verip kendimi salı vereyim... Su, nereye götürürse gideyim.
  • پس برآرم اشکم خود بر زبر ** پشت زیر و می‌روم بر آب بر
  • Yüzen kişi gibi değil de âdeta bir saman çöpü gibi su üstünde sürükleneyim. 2270
  • می‌روم بر وی چنانک خس رود ** نی بسباحی چنانک کس رود
  • Kendimi ölüye benzetip suya bırakayım... Ölümden önce ölmek, azaptan kurtuluştur.
  • مرده گردم خویش بسپارم به آب ** مرگ پیش از مرگ امنست از عذاب
  • Ey yiğit ölümden önce ölmek emniyettir... Bize Mustafa böyle buyurdu.
  • مرگ پیش از مرگ امنست ای فتی ** این چنین فرمود ما را مصطفی
  • Dedi ki: Size ölüm, sınamalarla gelmeden hepiniz ölün.
  • گفت موتواکلکم من قبل ان ** یاتی الموت تموتوا بالفتن
  • Balık, güya öldü, karnını yukarıya çevirdi... Su, onu gâh yukarıya çıkarıyor, gâh aşağıya alıyordu.
  • هم‌چنان مرد و شکم بالا فکند ** آب می‌بردش نشیب و گه بلند
  • Balıkçıların her biri eyvah dediler... En iyi balık öldü... Hepsi de pek kederlendi. 2275
  • هر یکی زان قاصدان بس غصه برد ** که دریغا ماهی بهتر بمرد
  • Balık onların eyvah demelerinden sevindi... Bu oyunla kılıçtan kurtuldum galibi dedi.
  • شاد می‌شد او کز آن گفت دریغ ** پیش رفت این بازیم رستم ز تیغ
  • Balıkçının biri onu yakaladı... Tuh yazıklar olsun deyip fırlattı, toprağa attı.
  • پس گرفتش یک صیاد ارجمند ** پس برو تف کرد و بر خاکش فکند