English    Türkçe    فارسی   

4
2286-2295

  • Uçsuz bucaksız bir su ararım da emin olayım... Ebediyen emniyet ve sıhhat içinde ömür süreyim diyordu!
  • آب بی‌حد جویم و آمن شوم ** تا ابد در امن و صحت می‌روم
  • Ahmağın, bir belâya uğrayınca nadim olup ahdetmesinde bir vefa yoktur. ”Onlar tekrar dünyaya döndürülseler yapmayın diye nehyolundukları şeyleri yapmaya başlarlardı yine. Onlar yalancılardır.” suphukâzibin vefası olamaz!
  • بیان آنک عهد کردن احمق وقت گرفتاری و ندم هیچ وفایی ندارد کی لو ردوالعادوا لما نهوا عنه و انهم لکاذبون صبح کاذب وفا ندارد
  • Akıl, ona diyordu k: Ahmaklık, seninle değil mi? Ahmaklıkla ahde vefa edilmez.
  • عقل می‌گفتش حماقت با توست ** با حماقت عقل را آید شکست
  • Ahitlerde vefa etmek, akılla olur... Sense aklın yok a eşek değerli!
  • عقل را باشد وفای عهدها ** تو نداری عقل رو ای خربها
  • Akıl, ahdini hatırlar... Akıl, unutkanlık perdesini yırtar.
  • عقل را یاد آید از پیمان خود ** پرده‌ی نسیان بدراند خرد
  • Aklın olmadı mı unutkanlık, sana hâkim olur... Sana düşmanlık eder, tedbirini bozar. 2290
  • چونک عقلت نیست نسیان میر تست ** دشمن و باطل کن تدبیر تست
  • Aşağılık pervane, aklının azlığından kendini ateşe vurur... Ateş, ateşin yakıcılığı, ateşin sesi, aklına bile gelmez.
  • از کمی عقل پروانه‌ی خسیس ** یاد نارد ز آتش و سوز و حسیس
  • Fakat kanadı yandı mı tövbe eder ama hırsı ve unutkanlığı yine onu ateşe atar.
  • چونک پرش سوخت توبه می‌کند ** آز و نسیانش بر آتش می‌زند
  • Bir şeyi kavramak, anlamak, hıfzetmek ve hatırlamak, aklın işidir... Akıl bunların derecesini yüceltir.
  • ضبط و درک و حافظی و یادداشت ** عقل را باشد که عقل آن را فراشت
  • İnci olmayınca parlaklığı nasıl olur da bulunur? Hatırlatan olmayınca adam, o işten nasıl kaçınır?
  • چونک گوهر نیست تابش چون بود ** چون مذکر نیست ایابش چون بود
  • Bu vakitsiz istek de sahibinin akılsızlığındandır. Çünkü ahmaklığın nasıl bir huyu vardır? Göremez ki! 2295
  • این تمنی هم ز بی‌عقلی اوست ** که نبیند کان حماقت را چه خوست