English    Türkçe    فارسی   

5
3320-3329

  • Hani o çoban gibi.O da yarabbi,seni arayan çobana gel. 3320
  • هم‌چو آن چوپان که می‌گفت ای خدا  ** پیش چوپان و محب خود بیا 
  • Gel de gömleğindeki bitleri ayıklıyayım,kırayım.Çarığımı dikeyim,eteğini öpeyim diyordu ya.
  • تا شپش جویم من از پیراهنت  ** چارقت دوزم ببوسم دامنت 
  • Kimse aşk ve muhabbette ona eş olamazdı,fakat Tanrı'yı tesbih etmeyi,ona söz söylemeyi bilmiyordu.
  • کس نبودش در هوا و عشق جفت  ** لیک قاصر بود از تسبیح و گفت 
  • Onun aşkı,gökyüzüne çadır kurmuştu.Köpeğe benzeyen can,o çobanın önünde bir köpek kesilmişti.
  • عشق او خرگاه بر گردون زده  ** جان سگ خرگاه آن چوپان شده 
  • Tanrı aşkının denizi coşunca onun gönlüne vurdu,senin kulağına değdi.
  • چونک بحر عشق یزدان جوش زد  ** بر دل او زد ترا بر گوش زد 
  • Cuha'nın çarşaf giyip kadınlar arasına karışarak vaz dinlemesi ve bir harekette bulunması yüzünden kadının birinin onu tanıyıp erkektir diye nara atması.
  • حکایت جوحی کی چادر پوشید و در وعظ میان زنان نشست و حرکتی کرد زنی او را بشناخت کی مردست نعره‌ای زد 
  • Sözü kuvvetli,cerbezesi yerinde bir vazeden vardı.Mimbere çıkmış vaız ediyordu.Kadın,erkek herkes mimberin dibine toplanmıştı. 3325
  • واعظی بد بس گزیده در بیان  ** زیر منبر جمع مردان و زنان 
  • Cuha da bir çarşaf giyip yüzünü örttü,kadınlar arasına karıştı.Kimse onu tanımıyordu.
  • رفت جوحی چادر و روبند ساخت  ** در میان آن زنان شد ناشناخت 
  • Bir kadın,vaız edene gizlice sordu:Kasıktaki kıllar,namazın bozulmasına sebep olur mu?
  • سایلی پرسید واعظ را به راز  ** موی عانه هست نقصان نماز 
  • Vaiz dedi ki:Uzun olursa namaz mekruh olur.
  • گفت واعظ چون شود عانه دراز  ** پس کراهت باشد از وی در نماز 
  • Ya hamam otuyla,ya ustra ile traş etmen lazım ki namazın tamam olsun,kabul edilsin.
  • یا به آهک یا ستره بسترش  ** تا نمازت کامل آید خوب و خوش