English    Türkçe    فارسی   

5
3884-3893

  • Atlar, ürküp köpürmüşler, her çadır ve ahır yeri yıkılmış, herkes birbirine girmiş.
  • تازیان چون دیو در جوش آمده  ** هر طویله و خیمه اندر هم زده 
  • Erkek aslan, ormanın gizli bir yerinden fırlamış, havaya deniz dalgası gibi tam yirmi arşın sıçramıştı. 3885
  • شیر نر گنبذ همی‌کرد از لغز  ** در هوا چون موج دریا بیست گز 
  • Er, pek yiğitti, aldırış bile etmeden sarhoş bir erkek aslan gibi aslanın önünü kesti.
  • پهلوان مردانه بود و بی‌حذر  ** پیش شیر آمد چو شیر مست نر 
  • Kılıçla bir vurdu, başını ikiye böldü. Derhal o ay yüzlü dilberin bulunduğu çadıra koştu.
  • زد به شمشیر و سرش را بر شکافت  ** زود سوی خیمه‌ی مه‌رو شتافت 
  • O hurinin yanına gelince aleti hâlâ dimdikti.
  • چونک خود را او بدان حوری نمود  ** مردی او هم‌چنین بر پای بود 
  • Öyle bir aslanla savaştı da erliği, yine sönmedi, hâlâ ayaktaydı.
  • با چنان شیری به چالش گشت جفت  ** مردی او مانده بر پای و نخفت 
  • O tatlı ve ay yüzlü güzel, onun erliğine şaşıp kaldı. 3890
  • آن بت شیرین‌لقای ماه‌رو  ** در عجب در ماند از مردی او 
  • İstekle ona kendisini teslim etti. O anda o iki can, birleştiler..
  • جفت شد با او به شهوت آن زمان  ** متحد گشتند حالی آن دو جان 
  • Bu iki canın birbirleriyle birleşmesi yüzünden gayıptan bir başka can gelir erişir.
  • ز اتصال این دو جان با همدگر  ** می‌رسد از غیبشان جانی دگر 
  • Kadının rahminde meniyi kabule mâni bir şey yoksa bu can, doğuş yoliyle gelir, yüz gösterir.
  • رو نماید از طریق زادنی  ** گر نباشد از علوقش ره‌زنی