- Bu aşağılık adamlar, bu yüce makama lâyık değiller. Bir taş için benim buyruğumu reddettiler.
 
		    - این خسان چه لایق صدر مناند  ** کز پی سنگ امر ما را بشکنند 
 
		  
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - Buyruğum, bu çeşit fesatçılarca bir boyalı taş için hor hakir oldu.
 
		    - امر ما پیش چنین اهل فساد  ** بهر رنگین سنگ شد خوار و کساد 
 
		  
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
	      
	       
	      
	       
	      
	       
	      
		  
		  
	      
		  
		  - Padişahın beylerin öldürülmesini emretmesi, Eyaz'ın "Af, daha doğrudur" diye şefaata bulunması
 
		  - قصد شاه به کشتن امرا و شفاعت کردن ایاز پیش تخت سلطان کی ای شاه عالم العفو اولی 
 
	       
	      
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - Bunun üzerine merhametli Eyaz, sıçradı, o ulu Padişahın tahtına doğru koştu.
 
		    - پس ایاز مهرافزا بر جهید  ** پیش تخت آن الغ سلطان دوید 
 
		  
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - Secde edip boğazını tutarak, padişahım dedi, senin gibi yüce bir padişahın sultanlığına gökyüzü bile hayran olmuştur.
 
		    - سجدهای کرد و گلوی خود گرفت  ** کای قبادی کز تو چرخ آرد شگفت 
 
		  
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
                 
	         
	         
	         
	         
	         
		 
		 
		    
		    - Ey hüma kuşu, hümalar kutluluğu senden bulur, cömertler, cömertliğe senden ererler.   4090
 
		    - ای همایی که همایان فرخی  ** از تو دارند و سخاوت هر سخی 
 
		  
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - Ey kerem sahibi, âlemdeki kerem ve ihsanlar, senin bağışlamana karşı mahvolur gider.
 
		    - ای کریمی که کرمهای جهان  ** محو گردد پیش ایثارت نهان 
 
		  
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - Ey lütuf sahibi, kırmızı gül seni görünce utancından gömleğini yırtar.
 
		    - ای لطیفی که گل سرخت بدید  ** از خجالت پیرهن را بر درید 
 
		  
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - Yarlıgama, senin yarlıgamanla doymuş, tilkiler, senin affınla aslanlara üstün olmuştur.
 
		    - از غفوری تو غفران چشمسیر  ** روبهان بر شیر از عفو تو چیر 
 
		  
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		 
		 
		    
		    - Senin buyruğuna karşı korkusuzca harekette bulunan, affından başka nereye dayansın?
 
		    - جز که عفو تو کرا دارد سند  ** هر که با امر تو بیباکی کند 
 
		  
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
                 
	         
	         
	         
	         
	         
		 
		 
		    
		    - Bu suçluların gafletleri, küstahlıkları, ey af madeni padişah, senin affının çokluğundan meydana geldi.   4095
 
		    - غفلت و گستاخی این مجرمان  ** از وفور عفو تست ای عفولان