English    Türkçe    فارسی   

6
1455-1464

  • Bunların bir suretten, köpükten ibaret olduğunu görmedik. Halbuki köpük, denizden doğar, denizde gelişir ve hareket eder. 1455
  • ما ندیدیم این که آن نقش است و کف  ** کف ز دریا جنبد و یابد علف 
  • Deniz , köpükleri karaya attı mı mezarlığa git de o köpükleri seyret!
  • چونک بحر افکند کفها را به بر  ** تو بگورستان رو آن کفها نگر 
  • Nerde sizin hareketiniz, oynaşmanız? Deniz sizi mahvolmaya mı terk etti de.
  • پس بگو کو جنبش و جولانتان  ** بحر افکندست در بحرانتان 
  • Onlar sana dille,dudakla değil de hal diliyle bu soruyu bize sorma, denize sor desinler.
  • تا بگویندت به لب نی بل به حال  ** که ز دریا کن نه از ما این سال 
  • Köpük gibi olan suret de dalga olmadan nasıl oynar? Yel olmadıkça toprak nasıl olur da havalanır?
  • نقش چون کف کی بجنبد بی ز موج  ** خاک بی بادی کجا آید بر اوج 
  • Suret tozunu gördün ya, yeli de gör. Köpüğü gördün ya , icat denizini de seyret. 1460
  • چون غبار نقش دیدی باد بین  ** کف چو دیدی قلزم ایجاد بین 
  • Gör, gör ki sende yalnız bu görüş, bu bakış işe yarar.Bundan ötesini sorarsan yağsın, etsin, ilik ve sinirden ibaretsin.
  • هین ببین کز تو نظر آید به کار  ** باقیت شحمی و لحمی پود و تار 
  • Fakat yağın mumları ışıklandırmaya yaramaz. Etin , sarhoşa kebap olmaz.
  • شحم تو در شمعها نفزود تاب  ** لحم تو مخمور را نامد کباب 
  • Bütün bu bedenini bakışta erit, bakışa yürü, bakışa git, bakışa var!
  • در گداز این جمله تن را در بصر  ** در نظر رو در نظر رو در نظر 
  • Bir vardır, iki fersahlık yolu görür; bir bakış vardır, iki âlemi görür, padişahın yüzünü de.
  • یک نظر دو گز همی‌بیند ز راه  ** یک نظر دو کون دید و روی شاه