- 
		    آن هم از تاثیر لعنت بود کو  ** در چنان حضرت همیشد عمرجو 
- Öyle bir tapıdan daima ömür istemesi de lanet tesiriyledir. 
- 
		    از خدا غیر خدا را خواستن  ** ظن افزونیست و کلی کاستن 
- Tanrı’dan, ondan başkasını istemek, görünüşte istenen şeyin artmasını stemektir, ama hakikatte onun tamamı ile eksilmesini dilemektir.
- 
		    خاصه عمری غرق در بیگانگی  ** در حضور شیر روبهشانگی 
- Hele ayrılık ve yabancılıkla geçen ömür yok mu? Bu adeta aslanın huzurunda tilkilik taslamaya benzer. 
- 
		   عمر بیشم ده که تا پستر روم  ** مهلم افزون کن که تا کمتر شوم    775
- Bana daha fazla ömür ver de daha gerisin geri gideyim; mühletini uzat da daha aşağılık bir hale geleyim demektir. 
- 
		    تا که لعنت را نشانه او بود  ** بد کسی باشد که لعنتجو بود 
- Nihayet o, lanete nişane olur. Lanet isteyen kişiyse kötü bir kişidir.
- 
		    عمر خوش در قرب جان پروردنست  ** عمر زاغ از بهر سرگین خوردنست 
- Hoş ömür, yakınlık aleminden can beslemektir. Kuzgunun ömrü ise pislik yemek içindir. 
- 
		    عمر بیشم ده که تا گه میخورم  ** دایم اینم ده که بس بدگوهرم 
- Bana fazla ömür ver ki pislik yiyeyim, daima bana bunu ver ki benim yaradılışım kötüdür demektedir. 
- 
		    گرنه گه خوارست آن گندهدهان  ** گویدی کز خوی زاغم وا رهان 
- O ağzı kokan kuzgun, eğer pislik yemeseydi beni kuzgun huyundan kurtar  diye yalvarırdı.
- 
		  مناجات 
- Münacat
- 
		   ای مبدل کرده خاکی را به زر  ** خاک دیگر را بکرده بوالبشر    780
- Ey toprağı altına çeviren, bir başka toprağı da insanlar babası yapan Tanrı! 
- 
		    کار تو تبدیل اعیان و عطا  ** کار من سهوست و نسیان و خطا 
- Senin işin, eşyayı olduğu halden çevirmek, ihsan ve lutüflarda bulunmaktır, benim işimse yanlışa düşmek, unutmak ve hata etmektir.