- 
		    گر طبیبی را رسد زین گون جنون  ** دفتر طب را فرو شوید به خون 
- Bir hekim, bu çeşit deliliğe uğrasa hekimlik kitabını kanı ile yıkar, yazılanların hepsini silerdi.
- 
		    طب جملهی عقلها منقوش اوست  ** روی جمله دلبران روپوش اوست 
- Bütün akılların hekimliği, aşka göre çizilmiş suretlerden başka bir şey değildir. Bütün güzellerin yüzleri, onun yüzünün perdesidir.
- 
		    روی در روی خود آر ای عشقکیش  ** نیست ای مفتون ترا جز خویش خویش 
- Ey aşk mezhebine giren, yüzünü kendine çevir. Sana meftun olan, senden başkası değildir.
- 
		    قبله از دل ساخت آمد در دعا  ** لیس للانسان الا ما سعی 
- O adamda kendini kıble yapmış, dua edip durmuştu. “İnsan ancak çalıştığını elde eder.”
- 
		   پیش از آن کو پاسخی بشنیده بود  ** سالها اندر دعا پیچیده بود    1985
- Bundan önce bir cevap duymadan yıllarca dua etmişti.
- 
		    بیاجابت بر دعاها میتنید  ** از کرم لبیک پنهان میشنید 
- İcabet edilmeden dua ediyor, Allah kereminden “Lebbeyk” sesini gizli olarak işitiyordu.
- 
		    چونک بیدف رقص میکرد آن علیل  ** ز اعتماد جود خلاق جلیل 
- O illetli adam, ulu yaratıcının cömertliğine güvendiğinden tefsiz oynuyordu.
- 
		    سوی او نه هاتف و نه پیک بود  ** گوش اومیدش پر از لبیک بود 
- Ona ne bir hatif sesi gelmişti, ne bir haberci ulaşmıştı. Ümit kulağı, “Lebbeyk” sesiyle doluydu ama.
- 
		    بیزبان میگفت اومیدش تعال  ** از دلش میروفت آن دعوت ملال 
- Ümidi, dilsiz, sessiz “gel” demekteydi. O dâvet, gönlünden usancı silip süpürüyordu.
- 
		   آن کبوتر را که بام آموختست  ** تو مخوان میرانش کان پر دوختست    1990
- Dama gelmeyi öğrenen güvercini çağırma, kov, o bir yere gidemez, kanadı bağlıdır.