-
کز نیستان تا مرا ببریدهاند ** در نفیرم مرد و زن نالیدهاند
- Beni kamışlıktan kestiklerinden beri feryadımdan erkek, kadın… Herkes ağlayıp inledi.
-
سینه خواهم شرحه شرحه از فراق ** تا بگویم شرح درد اشتیاق
- Ayrılıktan parça parça olmuş, kalp isterim ki, iştiyak derdini açayım.
-
هر کسی کاو دور ماند از اصل خویش ** باز جوید روزگار وصل خویش
- Aslından uzak düşen kişi, yine vuslat zamanını arar.
-
من به هر جمعیتی نالان شدم ** جفت بد حالان و خوش حالان شدم 5
- Ben her cemiyette ağladım, inledim. Fena hallilerle de eş oldum, iyi hallilerle de.
-
هر کسی از ظن خود شد یار من ** از درون من نجست اسرار من
- Herkes kendi zannınca benim dostum oldu ama kimse içimdeki sırları araştırmadı.
-
سر من از نالهی من دور نیست ** لیک چشم و گوش را آن نور نیست
- Benim esrarım feryadımdan uzak değildir, ancak (her) gözde, kulakta o nur yok.
-
تن ز جان و جان ز تن مستور نیست ** لیک کس را دید جان دستور نیست
- Ten candan, can da tenden gizli kapaklı değildir, lâkin canı görmek için kimseye izin yok.
-
آتش است این بانگ نای و نیست باد ** هر که این آتش ندارد نیست باد
- Bu neyin sesi ateştir, hava değil; kimde bu ateş yoksa yok olsun!
-
آتش عشق است کاندر نی فتاد ** جوشش عشق است کاندر می فتاد 10
- Aşk ateşidir ki neyin içine düşmüştür, aşk coşkunluğudur ki şarabın içine düşmüştür.
-
نی حریف هر که از یاری برید ** پردههایش پردههای ما درید
- Ney, dosttan ayrılan kişinin arkadaşı, haldaşıdır. Onun perdeleri, perdelerimizi yırttı.
-
همچو نی زهری و تریاقی که دید ** همچو نی دمساز و مشتاقی که دید
- Ney gibi hem bir zehir, hem bir tiryak, ney gibi hem bir hemdem, hem bir müştak kim gördü?
-
نی حدیث راه پر خون میکند ** قصههای عشق مجنون میکند
- Ney, kanla dolu olan yoldan bahsetmekte, Mecnun aşkının kıssalarını söylemektedir.
-
محرم این هوش جز بیهوش نیست ** مر زبان را مشتری جز گوش نیست
- Bu aklın mahremi akılsızdan başkası değildir, dile de kulaktan başka müşteri yoktur.
-
در غم ما روزها بیگاه شد ** روزها با سوزها همراه شد 15
- Bizim gamımızdan günler, vakitsiz bir hale geldi; günler yanışlarla yoldaş oldu.
-
روزها گر رفت گو رو باک نیست ** تو بمان ای آن که چون تو پاک نیست
- Günler geçtiyse, geçip gitsin; korkumuz yok. Ey temizlikte naziri olmayan, hemen sen kal!
-
هر که جز ماهی ز آبش سیر شد ** هر که بیروزی است روزش دیر شد
- Balıktan başka her şey suya kandı, rızkı olmayana da günler uzadı.
-
درنیابد حال پخته هیچ خام ** پس سخن کوتاه باید و السلام
- Ham, pişkinin halinden anlamaz, öyle ise söz kısa kesilmelidir vesselâm.
-
بند بگسل، باش آزاد ای پسر ** چند باشی بند سیم و بند زر
- Ey oğul! Bağı çöz, azat ol. Ne zamana kadar gümüş, altın esiri olacaksın?
-
گر بریزی بحر را در کوزهای ** چند گنجد قسمت یک روزهای 20
- Denizi bir testiye dökersen ne alır? Bir günün kısmetini…
-
کوزهی چشم حریصان پر نشد ** تا صدف قانع نشد پر در نشد
- Harislerin göz testisi dolmadı. Sedef, kanaatkâr olduğundan inci ile doldu.
-
هر که را جامه ز عشقی چاک شد ** او ز حرص و عیب کلی پاک شد
- Bir aşk yüzünden elbisesi yırtılan, hırstan, ayıptan adamakıllı temizlendi.
-
شاد باش ای عشق خوش سودای ما ** ای طبیب جمله علتهای ما
- Ey bizim sevdası güzel aşkımız; şad ol; ey bütün hastalıklarımızın hekimi;
-
ای دوای نخوت و ناموس ما ** ای تو افلاطون و جالینوس ما
- Ey bizim kibir ve azametimizin ilâcı, ey bizim Eflâtun’umuz! Ey bizim Calinus’umuz!
-
جسم خاک از عشق بر افلاک شد ** کوه در رقص آمد و چالاک شد 25
- Toprak beden, aşktan göklere çıktı; dağ oynamaya başladı, çevikleşti.
-
عشق جان طور آمد عاشقا ** طور مست و خر موسی صاعقا
- Ey âşık! Aşk; Tûr’un canı oldu. Tûr sarhoş, Mûsa da düşüp bayılmış!