English    Türkçe    فارسی   

1
1335-1344

  • Denizin suyu hep ferman altındadır; ya Rabbi su da senindir, ateş de! 1335
  • آب دریا جمله در فرمان تست ** آب و آتش ای خداوند آن تست‌‌
  • Sen istersen ateş, lâtif su olur; dilemezsen su bile ateş kesilir.
  • گر تو خواهی آتش آب خوش شود ** ور نخواهی آب هم آتش شود
  • Bizim şu niyazımızı a yine sen ilham etmektesin. Zulümden kurtulmamız, senin ihsanındır.
  • این طلب در ما هم از ایجاد تست ** رستن از بی‌‌داد یا رب داد تست‌‌
  • Sen bize bu isteği, biz istemeksizin verdin, hadsiz, hesapsız ihsanlarda bulundun.
  • بی‌‌طلب تو این طلب‌‌مان داده‌‌ای ** گنج احسان بر همه بگشاده‌‌ای‌‌
  • Tavşanın, av hayvanlarına “aslan kuyuya düştü” diye müjde götürmesi
  • مژده بردن خرگوش سوی نخجیران که شیر در چاه افتاد
  • Tavşan kurtulduğunda sevinerek ovaya, av hayvanlarına koştu.
  • چون که خرگوش از رهایی شاد گشت ** سوی نخجیران دوان شد تا به دشت‌‌
  • Aslanın kuyuda öldüğünü görünce çayıra doğru döne oynaya gitmekteydi. 1340
  • شیر را چون دید در چه کشته زار ** چرخ می‌‌زد شادمان تا مرغزار
  • Ölümün pençesinden kurtulduğundan ayağı yerden kesilmiş, sevinmiş, el çırpmakta, dallar, yapraklar gibi yeşermiş neşelenmiş, oynamaktaydı.
  • دست می‌‌زد چون رهید از دست مرگ ** سبز و رقصان در هوا چون شاخ و برگ‌‌
  • Dallar, yapraklar, toprak hapsinden kurtulunca başlarını yükseltir, rüzgârın eşi, arkadaşı olurlar.
  • شاخ و برگ از حبس خاک آزاد شد ** سر بر آورد و حریف باد شد
  • Yapraklar, daldaki tomurcukları yarıp çıkınca ağacın tâ üstüne çıkarlar.
  • برگها چون شاخ را بشکافتند ** تا به بالای درخت اشتافتند
  • Her meyve ve her yaprak, tomurcuğunun diliyle Tanrı’nın şükrünü terennüm eder;
  • با زبان شطاه شکر خدا ** می‌‌سراید هر بر و برگی جدا