English    Türkçe    فارسی   

1
3060-3069

  • Yanıp pişerek tekrar döndü, geldi. Dostunun evinin etrafında dolaşmaya başladı. 3060
  • پخته گشت آن سوخته پس باز گشت ** باز گرد خانه‌‌ی همباز گشت‌‌
  • Kapıya varıp ağzından edepten dışarı bir söz çıkmasın diye yüzlerce korku ile edepli edepli halkayı çaldı.
  • حلقه زد بر در به صد ترس و ادب ** تا بنجهد بی‌‌ادب لفظی ز لب‌‌
  • Sevgilisi “Kim o?” deyince “Gönlümü alan sevgili sensin” diye cevap verdi.
  • بانگ زد یارش که بر در کیست آن ** گفت بر درهم تویی ای دلستان‌‌
  • Sevgili “ Mademki bensin, ey ben, gel içeri gir! Ev dar, iki kişi sığmıyor dedi.
  • گفت اکنون چون منی ای من در آ ** نیست گنجایی دو من را در سرا
  • İğneye geçirilecek iplik iki ayrı iplik olursa geçmez. Mademki birsin, bu iğneden geç!
  • نیست سوزن را سر رشته دو تا ** چون که یکتایی درین سوزن در آ
  • İpliğin iğne ile münasebeti vardır, geçer. Fakat deve, iğne yordamından geçmez ki. 3065
  • رشته را با سوزن آمد ارتباط ** نیست در خور با جمل سم الخیاط
  • Devenin vücudu riyazat ve ibadet maksadından başka bir şeyle incelir mi?
  • کی شود باریک هستی جمل ** جز به مقراض ریاضات و عمل‌‌
  • Bu işe Tanrı eli kudreti gerektir. Çünkü Tanrı, her hayali, bir iradesiyle var eder.
  • دست حق باید مر آن را ای فلان ** کاو بود بر هر محالی کن فکان‌‌
  • Her olmayacak şey, onun eliyle mümkün olur; her serkeş onun kokusuyla sakinleşir.
  • هر محال از دست او ممکن شود ** هر حرون از بیم او ساکن شود
  • Anadan doğma kör ve alaca illetine tutulmuş kişiler nedir ki? Onları bir tarafa bırak; ölü bile o aziz Tanrı’nın afsuniyle dirilir.
  • اکمه و ابرص چه باشد مرده نیز ** زنده گردد از فسون آن عزیز