English    Türkçe    فارسی   

1
3460-3469

  • Kendini kendi vasıflarından arıt ki asıl kendi sâf, pak zatını göresin. 3460
  • خویش را صافی کن از اوصاف خود ** تا ببینی ذات پاک صاف خود
  • O vakit kitap, müzakereci ve üstat olmaksızın gönlünde peygamberlerin ilimlerini görür bulursun.
  • بینی اندر دل علوم انبیا ** بی‌‌کتاب و بی‌‌معید و اوستا
  • Peygamber “ ümmetimden öyleleri vardır ki onlar, benimle aynı yaratılıştadırlar, benimle aynı himmete sahiptirler.
  • گفت پیغمبر که هست از امتم ** کاو بود هم گوهر و هم همتم‌‌
  • Ben onları hangi nurla görüyorsam onların canları da beni mutlaka aynı nurla görür” dedi.
  • مر مرا ز آن نور بیند جانشان ** که من ایشان را همی‌‌بینم بدان‌‌
  • Bunlar Peygamberi, Sahîhayn kitapları, hadîsler, hadîsi rivayet edenler olmaksızın, bunlara hacet kalmaksızın abıhayat kaynağında (gönüllerinde) görürler.
  • بی‌‌صحیحین و احادیث و رواه ** بلکه اندر مشرب آب حیات‌‌
  • “Kürt olarak yattık” sırrını bil, “ Arap olarak sabahladık” sırrını oku! 3465
  • سر امسینا لکردیا بدان ** راز اصبحنا عرابیا بخوان‌‌
  • Gizli ilme dair bir misal istersen Rum halkıyla Çinlilere ait hikâyeyi söyle:
  • ور مثالی خواهی از علم نهان ** قصه گو از رومیان و چینیان‌‌
  • Rum halkıyla Çinlilerin ressamlıkta bahse girişmeleri
  • قصه‌‌ی مری کردن رومیان و چینیان در علم نقاشی و صورتگری‌‌
  • Çinliler “ Biz daha mahir ressamız, dediler. Rum halkı da dedi ki: “ Bizim maharetimiz daha üstündür.”
  • چینیان گفتند ما نقاش‌‌تر ** رومیان گفتند ما را کر و فر
  • Padişah “Sizi imtihan edeceğim; bakalım hanginiz dâvasında haklı” dedi.
  • گفت سلطان امتحان خواهم در این ** کز شماها کیست در دعوی گزین‌‌
  • Çinlilerle Rum diyarı ressamları hazırlandılar; Rum diyarı ressamları ilimlerine daha vakıf kişilerdi.
  • اهل چین و روم چون حاضر شدند ** رومیان از بحث در مکث آمدند