English    Türkçe    فارسی   

1
3563-3572

  • Gönül dilerse gözler; zehrin, yılanların bulunduğu tarafa gider; gönül dilerse baktığı şeylerden ibret alır.
  • گر بخواهد رفت سوی زهر و مار ** ور بخواهد رفت سوی اعتبار
  • Gönül dilerse görülen şeylere bakar; gönül dilerse örtülü , gizli şeylere akar.
  • گر بخواهد سوی محسوسات رفت ** ور بخواهد سوی ملبوسات رفت‌‌
  • Gönül dilerse, gözleri külliyat tarafına sevk eder; gönül dilerse cüziyatta hapseyler. 3565
  • گر بخواهد سوی کلیات راند ** ور بخواهد حبس جزویات ماند
  • Bu beş duygu da ( çeşmelerdeki lüleler, nasıl çeşmeye tâbi ise) aynı tarzda gönle tâbidir. Onun muradınca ve onun emrine göre iş görür.
  • همچنین هر پنج حس چون نایزه ** بر مراد و امر دل شد جایزه‌‌
  • Gönül ne tarafı işaret ederse beş duygu da eteklerini toplayıp o tarafa gider.
  • هر طرف که دل اشارت کردشان ** می‌‌رود هر پنج حس دامن کشان‌‌
  • Musa’nın elindeki sopa nasıl Musa’ya tâbi ise el, ayak da apaçık gönlün emrine tâbidir.
  • دست و پا در امر دل اندر ملا ** همچو اندر دست موسی آن عصا
  • Gönül isterse ayak, raksa girer, yahut yavaş yürürken hızlı yürümeye başlar.
  • دل بخواهد پا در آید زو به رقص ** یا گریزد سوی افزونی ز نقص‌‌
  • Gönül isterse el, parmaklarla hesaba girişir, yahut kitap yazar. 3570
  • دل بخواهد دست آید در حساب ** با اصابع تا نویسد او کتاب‌‌
  • El, gizli bir elin hükmündedir. O gizli el içerdedir, dışarıya teni dikmiş, kendisine onu vekil etmiştir.
  • دست در دست نهانی مانده است ** او درون تن را برون بنشانده است‌‌
  • Gönül dilerse el, düşmana bir ejderha kesilir. Gönül dilerse sevgiliye yardımcı olur.
  • گر بخواهد بر عدو ماری شود ** ور بخواهد بر ولی یاری شود