English    Türkçe    فارسی   

1
905-914

  • İnsanların yaptıkları işlerden, ettikleri hilelerden helâk olmuşum; o yılanlar, o akrepler tarafından çık ısırılmışım. 905
  • من هلاک فعل و مکر مردمم ** من گزیده‌‌ی زخم مار و کژدمم‌‌
  • İçinde pusu kurmuş olan nefis ise, kibir ve kin bakımından bütün adamlardan beterdir.
  • مردم نفس از درونم در کمین ** از همه مردم بتر در مکر و کین‌‌
  • Benim kulağım “mümin, bir zehirli hayvan deliğinden iki kere dağlanmaz” sözünü işitti; Peygamber’in sözünü canla, gönülle kabul etti.”
  • گوش من لا یلدغ المؤمن شنید ** قول پیغمبر به جان و دل گزید
  • Av hayvanlarının tevekkülü çalışıp kazanmaya tercih eylemeleri
  • ترجیح نهادن نخجیران توکل را بر جهد و اکتساب‌‌
  • Hepsi dediler ki: “Ey halden haberdar hakîm! Çekinmeyi bırak; çekinme, insanı kaderin hükümlerinden kurtaramaz.
  • جمله گفتند ای حکیم با خبر ** الحذر دع لیس یغنی عن قدر
  • Kaderden çekinmekte perişanlık ve kötülük vardır, yürü, tevekkül et ki tevekkül, hepsinden iyidir.
  • در حذر شوریدن شور و شر است ** رو توکل کن توکل بهتر است‌‌
  • Ey kötü hiddetli adam! Kaza ile pençeleşme ki kaza da seninle kavgaya tutuşmasın. 910
  • با قضا پنجه مزن ای تند و تیز ** تا نگیرد هم قضا با تو ستیز
  • Tanyerini ağartan Tanrı’dan bir zarar gelmemesi için kulun Hak hükmüne karşı ölü gibi olması lâzımdır.”
  • مرده باید بود پیش حکم حق ** تا نیاید زخم از رب الفلق‌‌
  • Aslanın çalışıp kazanmayı tevekküle, teslimiyete tercih etmesi
  • ترجیح نهادن شیر جهد و اکتساب را بر توکل و تسلیم‌‌
  • Aslan: “Evet, tevekkül kılavuzsa da bu sebebe teşebbüs de, Peygamber’in sünnetidir.
  • گفت آری گر توکل رهبر است ** این سبب هم سنت پیغمبر است‌‌
  • Peygamber, yüksek sesle “Tevekkülle beraber yine devenin ayağını bağla” dedi.
  • گفت پیغمبر به آواز بلند ** با توکل زانوی اشتر ببند
  • “Çalışan kimse Tanrı sevgilisidir” işaretini dinle: tevekkülden dolayı esbaba teşebbüs hususunda tembel olma” dedi.
  • رمز الکاسب حبیب الله شنو ** از توکل در سبب کاهل مشو
  • Av hayvanlarının tevekkülü çalışmaya tercih etmeleri
  • ترجیح نهادن نخجیران توکل را بر اجتهاد