English    Türkçe    فارسی   

2
1315-1324

  • Aynası tamamıyla arınmayan, henüz ihlâs sahibidir. Kuş tutmayan henüz avla meşguldür. 1315
  • آینه‏ی خالص نگشت او مخلص است ** مرغ را نگرفته است او مقنص است‏
  • Fakat ihlâs sahibini Allah ihlâs makamına ulaştırırsa ihlâs sahibi kurtulur, emniyet makamına varır.
  • چون که مخلص گشت مخلص باز رست ** در مقام امن رفت و برد دست‏
  • Hiçbir ayna yoktur ki ayna olduktan sonra tekrar demir haline gelsin. Hiçbir ekmek yoktur ki tekrar harmandaki buğday şekline dönsün.
  • هیچ آیینه دگر آهن نشد ** هیچ نانی گندم خرمن نشد
  • Hiçbir üzüm tekrar dönüp koruk olmaz. Hiçbir olmuş meyve tekrar turfanda haline gelmez.
  • هیچ انگوری دگر غوره نشد ** هیچ میوه‏ی پخته با کوره نشد
  • Piş, ol da bozulmadan kurtul. Yürü, Burhan-ı Muhakkık gibi nur ol.
  • پخته گرد و از تغیر دور شو ** رو چو برهان محقق نور شو
  • Kendinden kurtuldun mu tamamıyla Burhan olursun. Kul yok oldu mu sultan kesilirsin. 1320
  • چون ز خود رستی همه برهان شدی ** چون که بنده نیست شد سلطان شدی‏
  • Bunu apaçık görmek istersen Salâhaddin gösterdi, gözleri görür bir hale getirdi, açtı.
  • ور عیان خواهی صلاح دین نمود ** دیده‏ها را کرد بینا و گشود
  • Allah nuruna sahip olan her göz, fakrı onun gözünden dersler verir.
  • فقر را از چشم و از سیمای او ** دید هر چشمی که دارد نور هو
  • Şeyh, Allah gibi aletsiz işler görür. Müritlere sözsüz dersler verir.
  • شیخ فعال است بی‏آلت چو حق ** با مریدان داده بی‏گفتی سبق‏
  • Gönül, onun elinde mum gibi yumuşaktır. Mührü, gönle gâh ayıp, gâh şeref damgasını basar.
  • دل به دست او چو موم نرم رام ** مهر او گه ننگ سازد گاه نام‏