English    Türkçe    فارسی   

2
1347-1356

  • O “ Ben küpüm” demek “ Ben, Hakkım” demektir. Demir demirdir ama ateş rengine girmiş, o renge boyanmıştır.
  • آن منم خم خود انا الحق گفتن است ** رنگ آتش دارد الا آهن است‏
  • Demirin rengi, ateşin renginde mahvolmuştur. Sükût eder gibi görünmekle beraber ateş olduğundan da dem vurmaktadır.
  • رنگ آهن محو رنگ آتش است ** ز آتشی می‏لافد و خامش‏وش است‏
  • Madendeki altın gibi kızarınca sözü; ağızsız, dudaksız “ Ben ateşim” sözüdür.
  • چون به سرخی گشت همچون زر کان ** پس انا النار است لافش بی‏زبان‏
  • Ateşin rengiyle, ateşin tabiatıyla ululanmıştır da der ki: “ Ben ateşim, ben ateş! 1350
  • شد ز رنگ و طبع آتش محتشم ** گوید او من آتشم من آتشم‏
  • Sen şüpheye düşsen de ben ateşim, istersen bir tecrübe et, elini sür.
  • آتشم من گر ترا شک است و ظن ** آزمون کن دست را بر من بزن‏
  • Ben ateşim, eğer şüphe ediyorsan bir an olsun yüzünü bana koy! ”
  • آتشم من بر تو گر شد مشتبه ** روی خود بر روی من یک دم بنه‏
  • Âdemoğlu, Allah’tan nurlanırsa seçilir de meleklerin mescudu olur.
  • آدمی چون نور گیرد از خدا ** هست مسجود ملایک ز اجتبا
  • Canı melek gibi azgınlıktan ve şüpheden kurtulan kişi de âlemde secde eder.
  • نیز مسجود کسی کاو چون ملک ** رسته باشد جانش از طغیان و شک‏
  • Ateş nedir, demir nedir? Dudağını yum. Bu benzetişte bulunanla alay etme. 1355
  • آتش چه آهن چه لب ببند ** ریش تشبیه مشبه را مخند
  • Ayağını denize pek basma, denizden çok bahsetme… Dudağını ısırarak susup kıyısında dur!
  • پای در دریا منه کم گوی از آن ** بر لب دریا خمش کن لب گزان‏