English    Türkçe    فارسی   

2
1523-1532

  • Niye bir şey söylemedin, niye biraz sabret şimdi yiyemem demedin?” dedi.
  • چون نیاوردی به حیلت حجتی ** که مرا عذری است بس کن ساعتی‏
  • Lokman dedi ki: “ Senin nimetler bağışlayan elinden o kadar rızıklandım ki utancımdan âdeta iki kat olmuşumdur.
  • گفت من از دست نعمت بخش تو ** خورده‏ام چندان که از شرمم دو تو
  • Elinle sunduğun bir şeye; ey marifet sahibi; bu acıdır demeğe utandım. 1525
  • شرمم آمد که یکی تلخ از کفت ** من ننوشم ای تو صاحب معرفت‏
  • Çünkü vücudumun bütün cüzileri senin nimetlerinden meydana geldi. Ben senin tanene, tuzağına gark olmuştum;
  • چون همه اجزام از انعام تو ** رسته‏اند و غرق دانه و دام تو
  • Bu kadarcık bir acıya dayanamaz, feryat edersem vücudumun bütün cüzileri Hak ile yeksan olsun!
  • گر ز یک تلخی کنم فریاد و داد ** خاک صد ره بر سر اجزام باد
  • Şekerler bağışlayan elinin lezzeti bu karpuzdaki acılığı hiç bırakır mı?
  • لذت دست شکر بخشت بداشت ** اندر این بطیخ تلخی کی گذاشت‏
  • Sevgiden acılıklar tatlılaşır, sevgiden bakırlar altın kesilir.
  • از محبت تلخها شیرین شود ** از محبت مسها زرین شود
  • Sevgiden tortulu, bulanık sular, arı duru bir hale gelir, sevgiden dertler şifa bulur. 1530
  • از محبت دردها صافی شود ** از محبت دردها شافی شود
  • Sevgiden ölü dirilir, sevgiden padişahlar kul olur.
  • از محبت مرده زنده می‏کنند ** از محبت شاه بنده می‏کنند
  • Bu sevgi de bilgi neticesidir. Saçma sapan şeylere kapılan kişi nasıl olur da böyle bir tahta oturur ki?
  • این محبت هم نتیجه‏ی دانش است ** کی گزافه بر چنین تختی نشست‏