English    Türkçe    فارسی   

2
1530-1539

  • Sevgiden tortulu, bulanık sular, arı duru bir hale gelir, sevgiden dertler şifa bulur. 1530
  • از محبت دردها صافی شود ** از محبت دردها شافی شود
  • Sevgiden ölü dirilir, sevgiden padişahlar kul olur.
  • از محبت مرده زنده می‏کنند ** از محبت شاه بنده می‏کنند
  • Bu sevgi de bilgi neticesidir. Saçma sapan şeylere kapılan kişi nasıl olur da böyle bir tahta oturur ki?
  • این محبت هم نتیجه‏ی دانش است ** کی گزافه بر چنین تختی نشست‏
  • Noksan bilgi nerden aşkı doğuracak? Noksan bilgi de bir aşk doğurur ama o aşk, cansız şeylerdir.
  • دانش ناقص کجا این عشق زاد ** عشق زاید ناقص اما بر جماد
  • Noksan bilgi sahibi, cansız bir şey de dilediği şeyin rengini görünce âdeta bir ıslıktan sevgilinin sesini duymuş gibi olur.
  • بر جمادی رنگ مطلوبی چو دید ** از صفیری بانگ محبوبی شنید
  • Noksan bilgi, fark ve temyize malik değildir. Nihayet şimşeği güneş sanır. 1535
  • دانش ناقص نداند فرق را ** لاجرم خورشید داند برق را
  • Bu yüzden peygamber, noksanı olan kişiye melun dedi. Fakat bu noksan, tevil de akıl noksanıdır.
  • چون که ملعون خواند ناقص را رسول ** بود در تاویل نقصان عقول‏
  • Teninde noksan bulunan acınır, acınan kişiye lânet etmek böyle bir adamı yaralamaksa hiç de yaraşır bir şey değil.
  • ز انکه ناقص تن بود مرحوم رحم ** نیست بر مرحوم لایق لعن و زخم‏
  • Kötü hastalık, lânet edilmesi icap eden, uzaklığa lâyık olan illet, akıl noksanıdır.
  • نقص عقل است آن که بد رنجوری است ** موجب لعنت سزای دوری است‏
  • Zira noksan akılları tamamlamak, yani akıllanmak mümkündür, fakat bedendeki noksanı tamamlamaya imkân yok.
  • ز انکه تکمیل خردها دور نیست ** لیک تکمیل بدن مقدور نیست‏