English    Türkçe    فارسی   

2
1968-1977

  • Zaman bakımından dal, meyveden öncedir, fakat hüner bakımından daldan üstün.
  • در زمان شاخ از ثمر سابق‏تر است ** در هنر از شاخ او فایق‏تر است‏
  • Çünkü ağaçtan maksat meyvedir; şu halde meyve evveldir, ağaç sonra gelir.
  • چون که مقصود از شجر آمد ثمر ** پس ثمر اول بود و آخر شجر
  • Ayı, ejderhadan feryat edince o er, ayıyı onun pençesinden kurtardı. 1970
  • خرس چون فریاد کرد از اژدها ** شیر مردی کرد از جنگش جدا
  • Hile ile babayiğitlik birleşti, er de ejderhayı bu kuvvetle alt edip öldürdü.
  • حیلت و مردی بهم دادند پشت ** اژدها را او بدین قوت بکشت‏
  • Ejderhanın gücü vardır ama hilesi yoktur. Senin hilen var ama hilenden üstün hile de var!
  • اژدها را هست قوت حیله نیست ** نیز فوق حیله‏ی تو حیله‏ای است‏
  • Hile ve tedbirini görünce yürü, o hile, o tedbir nereden geldi? O başlangıç tarafına dön, o tarafa yönel.
  • حیله‏ی خود را چو دیدی باز رو ** کز کجا آمد سوی آغاز رو
  • Aşağılık âlemde bulunan her şey yücelikten gelmiştir. Haydi, var gözünü yüceliklere dik.
  • هر چه در پستی است آمد از علا ** چشم را سوی بلندی نه هلا
  • Yücelere bakmak, önce gözü alır, kamaştırır ama sonra bakışa bir aydınlık bağışlar. 1975
  • روشنی بخشد نظر اندر علی ** گر چه اول خیرگی آرد بلی‏
  • Gözünü aydınlığa alıştır. Yok, eğer yarasaysan karanlıklara baka dur!
  • چشم را در روشنایی خوی کن ** گر نه خفاشی نظر آن سوی کن‏
  • Akıbeti görme, nurunun nişanesidir, bu şehvete düşmense senin mezarın.
  • عاقبت بینی نشان نور تست ** شهوت حالی حقیقت گور تست‏