English    Türkçe    فارسی   

2
2084-2093

  • Yarasa, güneşi göremez. Görüyorum dese bile gördüğü güneş değildir.
  • گر خفاشی را ز خورشیدی خوری است ** آن دلیل آمد که آن خورشید نیست‏
  • Yarasaların nefretinden de anlaşılıyor ki ben ulu Allah’ın parlak bir güneşiyim. 2085
  • نفرت خفاشکان باشد دلیل ** که منم خورشید تابان جلیل‏
  • Bir gül suyuna bokböcekleri rağbet etseler bu, onun gül olmadığına delâlet eder.
  • گر گلابی را جعل راغب شود ** آن دلیل ناگلابی می‏کند
  • Kalp akça mihenk istese, mihengin mihenk oluşunda şüphe hâsıl olur.
  • گر شود قلبی خریدار محک ** در محکی‏اش در آید نقص و شک‏
  • Bil ki hırsız geceyi ister, gündüzü değil. Ben gece değilim, cihanda parıldayan gündüzüm.
  • دزد شب خواهد نه روز این را بدان ** شب نی‏ام روزم که تابم در جهان‏
  • Bey ayırıcıyım. Benden bir saman çöpü bile geçmesin diye kalbur gibi her şeyi eler, ayırt ederim.
  • فارقم فاروقم و غلبیروار ** تا که کاه از من نمی‏یابد گذار
  • Bunların nakışlardan, suretlerden ibaret olduğunu, onlarınsa can bulunduğunu göstermek üzere unu, kepekten ayırırım. 2090
  • آرد را پیدا کنم من از سبوس ** تا نمایم کاین نقوش است آن نفوس‏
  • Ben, dünyada Allah terazisiyim. Hafif olan her şeyi ağırdan tefrik eder, gösteririm.
  • من چو میزان خدایم در جهان ** وانمایم هر سبک را از گران‏
  • Öküz, elbette bir buzağıyı Allah tanır. Eşek müşteri olup bir şey alsa, elbette ham kavun alır.
  • گاو را داند خدا گوساله‏ای ** خر خریداری و در خور کاله‏ای‏
  • Ben öküz değilim ki, beni buzağı satın alsın. Ben, diken değilim ki beni deve yesin!
  • من نه گاوم تا که گوساله‏م خرد ** من نه خارم کاشتری از من چرد