English    Türkçe    فارسی   

2
964-973

  • Kendine bak, sen de araz değil miydin, anandan, babandan hâsıl olmadın mı ve bir maksat uğrunda birisiyle eş değil misin?
  • بنگر اندر خود نه تو بودی عرض ** جنبش جفتی و جفتی با غرض‏
  • Evlere köşklere bak. Bunlar mühendisin tasavvuratından ibaretti. 965
  • بنگر اندر خانه و کاشانه‏ها ** در مهندس بود چون افسانه‏ها
  • Güzel olarak gördüğümüz sofası hoş. Tavanı, kapısı mükemmel olan filan ev ,(mühendisin zihnindeydi).
  • آن فلان خانه که ما دیدیم خوش ** بود موزون صفه و سقف و درش‏
  • Mühendisin zihnindeki o araz, o düşünce aletleri hazırladı, ormanlardan direkleri getirdi (ev yapılıp meydana çıktı.)
  • از مهندس آن عرض و اندیشه‏ها ** آلت آورد و ستون از بیشه‏ها
  • Her hünerin aslı, esası, hayâlden, arazdan, düşünceden başka nedir ki?
  • چیست اصل و مایه‏ی هر پیشه‏ای ** جز خیال و جز عرض و اندیشه‏ای‏
  • Dünyanın bütün cüzilerine, fakat garazsızca bak; arazdan başka bir şeyden meydana gelmemiştir.
  • جمله اجزای جهان را بی‏غرض ** درنگر حاصل نشد جز از عرض‏
  • Önceki fikir, sonun da fiile gelir. Dünyanın kuruluşunu ezelden beri böyle bil. 970
  • اول فکر آخر آمد در عمل ** بنیت عالم چنان دان در ازل‏
  • Meyveler, gönülde evvelce vücuda gelir de sonunda fiile çıkar.
  • میوه‏ها در فکر دل اول بود ** در عمل ظاهر به آخر می‏شود
  • İşe girişip de ağaç diktin mi ilk harfi, sonunda okudun demektir.
  • چون عمل کردی شجر بنشاندی ** اندر آخر حرف اول خواندی‏
  • Gerçi dal, yaprak ve kök evveldir ama onların hepsi de meyve için vücut bulur.
  • گر چه شاخ و برگ و بیخش اول است ** آن همه از بهر میوه مرسل است‏