English    Türkçe    فارسی   

3
1362-1371

  • Dün mübahaseyi seven birisi, bana bir sual sordu.
  • دی سالی کرد سایل مر مرا ** زانک عاشق بود او بر ماجرا
  • Dedi ki: “Küfre razı olmak küfürdür.” Bunu Peygamber söyledi, onun söylediği söz de doğrudur, yerindedir.
  • گفت نکته‌ی الرضا بالکفر کفر ** این پیمبر گفت و گفت اوست مهر
  • Sonra da yine “Müslüman olan kişinin her türlü kazaya razı olması lazımdır” buyurdu.
  • باز فرمود او که اندر هر قضا ** مر مسلمان را رضا باید رضا
  • Kâfirlik ve münafıklık da Allah’ın kaza ve kaderiyle değil mi? Fakat buna razı olursak (ilk hadise göre) kötülük etmiş olmaz mıyız? 1365
  • نه قضای حق بود کفر و نفاق ** گر بدین راضی شوم باشد شقاق
  • Razı olmazsak o da suç… Peki, ikisinin arasında hangi çareye başvuralım.”
  • ور نیم راضی بود آن هم زیان ** پس چه چاره باشدم اندر میان
  • Ona dedim ki: “Bu küfür, Allah’ın takdiriyledir ama Allah’ın hükmüyle, Allah’ın emir ve rızasıyla değildir. Bu küfür yalnız kaza ve kaderin eserlerindendir.
  • گفتمش این کفر مقضی نه قضاست ** هست آثار قضا این کفر راست
  • Hocam, Allah’ın kaza ve kaderini, Allah’ın bilgisi olarak bil de şüphe ve tereddüdün kalmasın.
  • پس قضا را خواجه از مقضی بدان ** تا شکالت دفع گردد در زمان
  • Küfrede razıyız, çünkü Allah’ın bilgisine muvafıktır, fakat bizim fenalığımızdan, bizim kötülüğümüzden meydana geldiğinden de razı değiliz.
  • راضیم در کفر زان رو که قضاست ** نه ازین رو که نزاع و خبث ماست
  • Küfür Allah bilgisi olmak bakımından küfür değildir, Hakk’a kâfir deme, burada dur! 1370
  • کفر از روی قضا خود کفر نیست ** حق را کافر مخوان اینجا مه‌ایست
  • Küfür, cahillikten meydana gelir, fakat küfrün takdiri, Allah’ın bilgisidir, (Allah, kâfirin kâfirliğini ezelde bilir, bildiği gibi de zuhur eder). Rüya ve mülayimlik manasına gelen hilm ile sümük manasına gelen hilm nasıl bir olur?
  • کفر جهلست و قضای کفر علم ** هر دو کی یک باشد آخر حلم و خلم