- Saçı sakalı kır bir adam, iyi bir berberin önüne gider de,
- آن یکی مرد دومو آمد شتاب ** پیش یک آیینه دار مستطاب
- “Yiğidim, saçımdaki sakalımdaki akları ayır, yol. Bir yeni gelin aldım der.
- گفت از ریشم سپیدی کن جدا ** که عروس نو گزیدم ای فتی
- Berber, adamın sakalını dipten tıraş ederek kılları önüne kor da der ki: “Benim bir işim çıktı sen ayırıver!”
- ریش او ببرید و کل پیشش نهاد ** گفت تو بگزین مرا کاری فتاد
- İşte bunun gibi bu sual, şu da cevabı, artık sen ayırıver… Din kaygısı, bunlarla uğraşmaya vakit bırakmaz.
- این سال وآن جوابست آن گزین ** که سر اینها ندارد درد دین
- Birisi Zeyd’e bir sille vurur. Zeyd de hileye sapıp onu dövmek üzere üstüne saldırınca, 1380
- آن یکی زد سیلیی مر زید را ** حمله کرد او هم برای کید را
- Adam: “Dur, senden bir şey soracağım, cevabını ver, sonra beni döv.
- گفت سیلیزن سالت میکنم ** پس جوابم گوی وانگه میزنم
- Senin kafana vurunca şırak diye bir sestir çıktı. Şimdi burada dostça senden bir sualim var:
- بر قفای تو زدم آمد طراق ** یک سالی دارم اینجا در وفاق
- Bu şırak sesi benim elimden mi çıktı, yoksa senin kafandan mı ey uluların öğündüğü ulu zat?” dedi.
- این طراق از دست من بودست یا ** از قفاگاه تو ای فخر کیا
- Adamcağız dedi ki: “Acıdan kurtulmadım ki bu düşünceye dalayım.
- گفت از درد این فراغت نیستم ** که درین فکر و تفکر بیستم
- Senin derdin yok, sen düşüne dur.” Dert sahibi böyle düşüncelere saplanamaz, kendine gel! 1385
- تو که بیدردی همی اندیش این ** نیست صاحبدرد را این فکر هین