- Hayrola, rengin kaçmış senin… Bu ya hava çarpmasından, ya sıtmadan derim.
- خیر باشد رنگ تو بر جای نیست ** این اثر یا از هوا یا از تبیست
- Hoca, elbette bu sözden biraz olsun vehme düşer. Sen de bu çeşit sözlerle bana yardım edersin kardeşim.
- اندکی اندر خیال افتد ازین ** تو برادر هم مدد کن اینچنین
- Mektebin kapısından içeri girer girmez, “ Hayır ola hocam, bu halin ne” dedi.
- چون درآیی از در مکتب بگو ** خیر باشد اوستا احوال تو
- Vehmi biraz daha artar, akıllı adam bile vehimle delirir gider. 1530
- آن خیالش اندکی افزون شود ** کز خیالی عاقلی مجنون شود
- Üçüncü, dördüncü, beşinci olarak gelenler de bizden sonra bu çeşit sözler söyler, açıklanırlar.
- آن سوم و آن چارم و پنجم چنین ** در پی ما غم نمایند و حنین
- Otuz çocuk da hep bu sözü söylerse adamı iyice vehim kaplar, iş olur biter” dedi.
- تا چو سی کودک تواتر این خبر ** متفق گویند یابد مستقر
- Çocukların hepsi de “Aferin zeki çocuk, bahtın daima yaver olsun, Allah sana yardım etsin” dediler.
- هر یکی گفتش که شاباش ای ذکی ** باد بختت بر عنایت متکی
- Birleşip hiç birisinin bu kavilden, bu karardan dönmeyeceklerine ait kuvvetlice ahdettiler.
- متفق گشتند در عهد وثیق ** که نگرداند سخن را یک رفیق
- Sonra o zeki çocuk, içlerinden kimsenin bunu söylememesi için hepsine yemin ettirdi. 1535
- بعد از آن سوگند داد او جمله را ** تا که غمازی نگوید ماجرا
- O çocuğun bu tedbiri, hepsinin tedbirinden üstün olmuştu, onun aklı, bütün çocukların aklından ileriydi.
- رای آن کودک بچربید از همه ** عقل او در پیش میرفت از رمه