- Hoca, yorganını çekip uzandı, ahlayıp puflamaya, inim inim inlemeye başladı.
- جامه خوابش کرد و استاد اوفتاد ** آه آه و ناله از وی میبزاد
- eksik
- کودکان آنجا نشستند و نهان ** درس میخواندند با صد اندهان
- “Bunca işler işledik, bunca düzenler düzdük; yine de zindandayız. Kurduğumuz yapı, kötü yapıymış, biz de kötü kurucular!” diyorlardı. 1585
- کین همه کردیم و ما زندانییم ** بد بنایی بود ما بد بانییم
- Çocukların, bizim Kur’an okumamızdan hocanın baş ağrısı artıyor diye onu ikinci defa olarak vehme düşürmeleri
- دوم بار وهم افکندن کودکان استاد را کی او را از قرآن خواندن ما درد سر افزاید
- O zeki çocuk, “Arkadaşlar, dersinizi bağıra bağıra okuyun” dedi.
- گفت آن زیرک که ای قوم پسند ** درس خوانید و کنید آوا بلند
- Hepsi birden bağıra bağıra okumaya başlayınca dedi ki: “Çocuklar, bizim bağırmamız hocaya fena gelir.
- چون همیخواندند گفت ای کودکان ** بانگ ما استاد را دارد زیان
- Bu gürültü hocanın baş ağrısını fazlalaştırır. Bu dert, bir kuruşa değer mi?
- درد سر افزاید استا را ز بانگ ** ارزد این کو درد یابد بهر دانگ
- Hoca, doğru söylüyor, başımın ağrısı fazlalaştı. Hadi gidin!” dedi.
- گفت استا راست میگوید روید ** درد سر افزون شدم بیرون شوید
- Çocukların bu hileyle mektepten kurtulmaları
- خلاص یافتن کودکان از مکتب بدین مکر
- Çocuklar, yeri öpüp “Kerem sahibi, hastalık, senden uzak olsun” dediler. 1590
- سجده کردند و بگفتند ای کریم ** دور بادا از تو رنجوری و بیم
- Mektepten fırlayıp tanelere uçuşan kuşlar gibi evlerine koşuştular.
- پس برون جستند سوی خانهها ** همچو مرغان در هوای دانهها
- Anneleri kızarak “Bu gün mektep var. Sizse oyuna dalmışsınız” dedi.
- مادرانشان خشمگین گشتند و گفت ** روز کتاب و شما با لهو جفت