- Firavun, sihirbazları yeryüzünde öldürmekle tehdit etmedi mi?
- ساحران را نه که فرعون لعین ** کرد تهدید سیاست بر زمین
- Sizin ellerinizi, ayaklarınızı çaprazına kestirir sizi asarım, affetmem demedi mi?
- که ببرم دست و پاتان از خلاف ** پس در آویزم ندارمتان معاف
- O, sihirbazların vehme düşeceklerini, korkacaklarının, vesveseye uğrayacaklarını sanıyordu.
- او همیپنداشت کایشان در همان ** وهم و تخویفند و وسواس و گمان
- Titremeye başlayacaklarını, ürküp korkacakların, bu tehditlerden vehmedeceklerini umuyordu.
- که بودشان لرزه و تخویف و ترس ** از توهمها و تهدیدات نفس
- Bilmiyordu ki onlar, bu işlerden kurtulmuşlar, gönül nurunun göründüğü pencerenin önüne oturmuşlar… 1725
- او نمیداست کایشان رستهاند ** بر دریچهی نور دل بنشستهاند
- Gölgelerinin, kendilerinden meydana geldiğini bilmişler, çevik bir hale gelmişlerdir.
- این جهان خوابست اندر ظن مهایست ** گر رود درخواب دستی باک نیست
- Bu gül bahçesinde felek havanı, onları yüzlerce defa dövüp ezse bile,
- گر بخواب اندر سرت ببرید گاز ** هم سرت بر جاست و هم عمرت دراز
- Bu terkibin aslını görmüş olduklarından artık vehmin ferilerinden pek korkmazlar.
- گر ببینی خواب در خود را دو نیم ** تندرستی چون بخیزی نی سقیم
- Bu âlem, bir rüyadır, zanna kapılma sen. Rüyada bir el kesilse bile zararı yok.
- حاصل اندر خواب نقصان بدن ** نیست باک و نه دوصد پاره شدن
- Rüyada başın kesilse de hakikatte yine başın yerindedir, ömrün de uzun olur. 1730
- این جهان را که بصورت قایمست ** گفت پیغامبر که حلم نایمست