- Şeyh kadına yüz çevirip dedi ki. “Kocakarı, kış mevsimi, temmuz ayına benzemez.
- رو به زن کرد و بگفتش ای عجوز ** خود نباشد فصل دی همچون تموز
- İsterse hepsi ölsün, isterse diri kalsın… Gönül gözünden kaybolmuyorlar ki!
- جمله گر مردند ایشان گر حیاند ** غایب و پنهان ز چشم دل کیاند
- Onları gözümün önünde görüp dururken neden senin gibi yüzümü yırtayım?
- من چو بینمشان معین پیش خویش ** از چه رو رو را کنم همچون تو ریش
- Zamanın devranından çıktılar… Çıktılar ama onlar yine benimle beraber, etrafımda oynayıp duruyorlar! 1820
- گرچه بیروناند از دور زمان ** با مناند و گرد من بازیکنان
- Ağlayış ya elemden olur, ya ayrılıktan. Hâlbuki ben aziz sevgililerimle vuslattayım, koşuşup duruyorum.
- گریه از هجران بود یا از فراق ** با عزیزانم وصالست و عناق
- Halk onları rüyada görür, bense uyanıkken onları apaşikâr görüyorum.
- خلق اندر خواب میبینندشان ** من به بیداری همیبینم عیان
- Bu cihandan kendimi gizledim mi, duygu yaprağını varlık ağacından silktim mi onlarla beraberim.
- زین جهان خود را دمی پنهان کنم ** برگ حس را از درخت افشان کنم
- Kadınım, duygu akla esirdir, fakat bil ki akılda ruhun esiridir.
- حس اسیر عقل باشد ای فلان ** عقل اسیر روح باشد هم بدان
- Can, aklın bağlı olan ellerini çözdü mü haline imkân bulunmayan işleri de yapar, düzer. 1825
- دست بستهی عقل را جان باز کرد ** کارهای بسته را هم ساز کرد
- Duygularla düşünceler, duru suyun yüzünü çer çöp gibi kaplamıştır.
- حسها و اندیشه بر آب صفا ** همچو خس بگرفته روی آب را